İnsan her ne kadar bedenini sahiplense de ruhu alıp başını
gittiğinde “ben” sandığı
bedeni çaresizce olduğu yere yığılıp kalıyor. Demek ki
ruh, tüm bedene hakim.
Şimdi size bilmediğiniz bir sır vereceğim. Hücrelerimiz sadece
kanla beslenmezler, sevgi de en az kan kadar hayati bir ihtiyaçtır onlar için. Aynı
şekilde ruhumuz da hücrelerimiz gibi iman ve sevgiyle beslenir. -Allah’ın
izniyle- ruhumuz sevgiyi yakıt olarak kullanıp hücrelerimizi ve bedenimizi besler,
canlı ve zinde tutup, hayatta kalmalarını sağlar. Ama nedense insanların çoğu bu
gerçeği göz ardı ederek yaşamayı tercih ediyorlar.
Yolda giderken insanların gözlerini dikkatlice inceleyin, büyük
bir çoğunluğunun sevgisiz ve bomboş baktığını göreceksiniz. Hasetlik,
kıskançlık, güvensizlik, rekabet ruhu, gelecek korkusu, Alllah’a
teslimiyetsizlik, hepsi birleşince bu gerilime, ne gözleri, ne ruhları, ne de
bedenleri dayanabiliyor. Doğal olarak insanın hücreleri de isyan ediyor. Bakışı,
sesi, sağlığı, mantığı da bozuluyor. Hayattan zevk alamaz hale gelip
insanlardan öfke duymaya başlıyor.
Nefislerine uyarak sevgisizliği yaşayan bu kişiler, yaşamları
boyunca kendilerine ve çevrelerine hem maddi hem de manevi yönden zarar
veriyorlar. Böyle kişilerin bakışları tıpkı ölü bir balığın bakışı gibi donuk
hale geliyor. Sevgisiz, ruhsuz, sanki robotlaşmış gibi...
Sevgisiz bir yaşamda, insanın fıtratı bozuluyor, ruh mahvoluyor,
yapamıyor, bedenden hemen kurtulmak istiyor. İstedikleri
mutluluğu yanlış kavşaklarda arayan bu tarz kişiler bir anlamda ruhlarını öldürerek, zamanla
sinirsel ve bedensel bozukluklar da yaşamaya başlıyorlar. Bu zihniyet ve bakış açısına sahip kişilerin bir
süre sonra eti, kemiği çürüyor, saçı zayıflıyor, sağlığı bozuluyor, Aklı gidip, beyni çalışmaz hale geliyor.
Yaşadığı sevgisizlik, şefkatsizlik hücrelerini öldürüp toksin etkisi yapıyor. En sağlam vücut bile bu sevgisizliğe
dayanamıyor. Beyninin fonksiyonları bozuluyor ve hatta insan düşünme
kabiliyetini bile yitirebiliyor.
Sevgisiz ve imansız kişiler hiçbir şeyden zevk alamaz
çevresindeki nimetleri göremez hale geliyorlar. Yaptıkları tek şey içlerindeki
sıkıntıdan kurtulmaya çalışmak oluyor. İşte iman gidince, sevgisizlik tüm vücudu
kaplayıp insanın bünyesini kolaylıkla çökertiyor.
Kısacası; Sevgisizlik ve imansızlık insanların hücrelerini öldürüyor, kanını
donduruyor, aklını örtüyor. Böyle insanlardan oluşan toplumda sevgi, saygı kalmıyor,
sanat ölüyor, demokrasi yok oluyor, ekonomi bozuluyor. Başka bir deyişle dünyadaki tüm sıkıntıların
temel nedeni sevgisizlik... Sevgisiz insanlar, içinde bulunduğu toplumu ve
ülkeyi, tüm dünyayı felç ediyor. O halde hücrelerimizi
sadece kanla değil sevgi ve imanla besleyelim artık...