Her insanın hayatta örnek aldığı, benzemeye çalıştığı kişiler
vardır. Oysa insanın asıl özenmesi, benzemek için gayret göstermesi gereken
kişiler, Mübarek Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ve Kuran’da örnek olarak
gösterilen diğer peygamberlerdir. Esas olan hal ve tavırlarımızda, aldığımız
kararlarda ve ahlak anlayışımızda gücümüzün yettiğinin
en fazlasıyla, elimizden ne geliyorsa, bu
mübarek kullara benzemek için gayret göstermektir. Zira bizim yaratılış amacımız Rabbimiz'in
rızasını, rahmetini ve cennetini kazanabilmektir.
Peygamberler çok fazla zorluk yaşamış, iftiraya uğramış, dinsizler,
müşrikler, münafıklar tarafından baskıya maruz kalmış, çeşitli tuzaklarla
karşılaşmışlardır. Kimi zaman bu mübarek insanlara deli kimi zaman büyücü gibi
iftiralarda bulunulmuş, hiç suçları olmadığı halde yıllarca hapislerde yatmak
durumunda bırakılmış, kimisi ateşe atılmış, kimisi de kavmin önde gelenleri
tarafından şehit edilmiştir.
Peygamberlerin
ahlakına baktığımızda her koşulda mutlaka Allah’ın rızasını gözettiklerini, hangi şart altında
olurlarsa olsunlar tavırlarının asla değişmediğini görüyoruz. Peygamberler Allah’ın
kendilerini denemek için yarattığı özel çileli ortamlardan hiç bir şekilde şikayetçi
olmamış, karşılaştıkları zorluklar onların her zaman Allah’a olan yakınlıklarını
ve teslimiyetlerini artırmış, kararlı mücadelelerinden asla vazgeçmemişlerdir.
Bugün biz de İslam ahlakının tüm
dünyaya yayılması için yaptığımız bu fikri mücadelede Peygamberlerin yaşadığı
gibi zorluklara maruz kalabilir, çeşitli tuzak, fitne ve iftiralar ile
karşılaşarak zorluk ve çile dolu bir yaşantı sürebiliriz. Ama bu bizi asla
yıldırmamalı, aksine doğru bildiğimiz değerleri anlatma konusunda kararlı ve
cesur olmalıyız, insanların ve toplumların rızasını gözetmemeli, hak yolunda
kimi zaman yığınları karşımıza almamız gerekse bile, mutlaka adaletten yana
tavrımızı koymalıyız. Kısacası, önümüze
çıkan engellerden asla yılmamalı, yaptığımız işlerden alkış beklememeliyiz.