24 Temmuz 2013 Çarşamba
17 Temmuz 2013 Çarşamba
ALLAH SEVGİSİ VE ALLAH KORKUSU BİRLİKTE OLMALI
Twitterdan, facebooktan gelen mesajlardan da anlıyorum ki bazı insanlar, din ahlakını yaşamak ve Allah'ın razı olacağı bir insan olmak için yalnızca Allah sevgisinin yeterli olduğunu zannediyorlar. Mesela bazı kişiler şöyle diyor: Ben Allah’ı o kadar çok seviyorum ki sadece Allah sevgisi benim için yeterli, Allah’ı çok sevdiğim için niye korkayım diyor? Bu yanlış bir inanç, yanlış bir bakış açısıdır. Sırf Allah sevgisi yeterli değildir. Allah korkusu olmadan din tam anlamıyla yaşanmaz. Allah sevgisi, Allah korkusu ile birlikte olmalıdır. Allah korkusu diğer korkular gibi insana sıkıntı ve azap veren bir korku türü değildir. Tam tersine, insana kulluğunu ve aczini hatırlatan, onun aklını ve şuurunu açıp geliştiren, insanı çok üstün bir ahlak seviyesine ulaştıran bir korkudur. Allah korkusu güzel ahlakın temelidir. Allah korkusu güzel ahlakla ilgili bütün tavırlarımızı yönlendiren en önemli bir güçtür.
Herşeyden
önce iyi bilinmelidir ki, Allah korkusu yalnızca peygamberlere ya da evliyalara
has özel bir üstünlük değil, tüm iman edenlerin kalplerinde taşıdıkları ve
diğer tüm insanların da taşımaları gereken bir duygudur. Allah Kuran'da, razı
olduğu takva sahibi kullarının, Allah'ı çok sevmelerinin yanında, Kendisi'nden
güçlerinin yettiği kadar korkup sakındıklarını bildirmektedir. Allah'ı tüm sıfatlarıyla
tanıyan, O'nun büyüklüğünü gereği gibi takdir edebilen, akıl ve vicdan sahibi
her insan, Allah'tan gücü yettiğince korkup sakınır. Allah, Kendisi'nden korkup
sakınan kullarına doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilme yeteneği verir;
Allah'ın sınırlarına eksiksiz olarak uyması, daima vicdanına göre hareket
etmesi için ona güç kazandırır. Allah, iman edenler üzerindeki bu nimetini
Kuran'da şöyle bildirir:
Ey iman edenler,
Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış
(furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl
sahibidir. (Enfal Suresi, 29)
Allah korkusu olmayan her insanın
kendine göre bir sınırı vardır; o sınıra kadar dürüst ve doğru olsa bile, bir
yerden sonra nefsine göre hareket eder. Allah'tan korkup sakınan bir insan ise,
ne kadar zor durumda kalırsa kalsın, hiçbir zaman için Allah'ın razı olmayacağı
bir yolu seçmez. Bir zorlukla karşılaştığında Allah'a dayanıp güvenir,
kendisine bir çıkış yolu göstermesi için Rabbimiz'e dua eder ve tevekkül eder.
Rabbimiz'in sonsuz gücünü ve ahiretteki sonsuz azabı gereği
gibi takdir edebilen bir insan, hayatının her anında, yaptığı her işte
Allah'tan içi titreyerek korkar. Bu korkusundan dolayı Rabbimiz'in razı
olmayacağı bir tavır içerisine girmekten titizlikle kaçınır. Ancak bir yandan
da, Allah'a samimi bir sevgi ve sadakatle bağlanmış olmasından dolayı,
Allah'ın, hatalarını bağışlayıp tevbelerini kabul edeceğini, Allah'ın rızasını
kazanmak için gösterdiği ciddi çaba nedeniyle kendisini cennetiyle
mükafatlandıracağını umar. Kuran'da iman edenlerin bu ahlakı şöyle
bildirilmektedir:
Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu
görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir
mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır. (Mülk Suresi, 12)
Allah'ı gerçekten seven her mümin, Allah'ın azabından,
Allah'ın hoşnutluğunu ve sevgisini kaybetmekten büyük bir korku duyar ve bu
nedenle hayatı boyunca çok ciddi ve samimi bir çaba içerisinde olur. Allah
Kuran'da bu ahlakı yaşayan müminleri şöyle müjdelemektedir:
Kim de ahireti ister ve bir mümin olarak
ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre
şayandır. (İsra Suresi, 19)
10 Temmuz 2013 Çarşamba
İNSAN İMANI KADAR TEMİZ OLUR
Müslüman mutlaka çok temiz olmalıdır;
ruhu, bedeni, elbisesi, evi, her yeri tertemiz... Ama kastettiğim öyle alalade
bir temizlik değil, Müslüman’ın eli yüzü pırıl pırıl, ayna gibi tertemiz olmalı,
ağzı mis gibi kokmalıdır. Oruç tuttuğunda da, yorgunluğunda da, her zaman o
temizliği, o nezafeti, o hoşluğu üzerinde barındırmalıdır.
Bakımsız olmak değil, tertemiz olmak takva alametidir
İmanla temizlik iç içedir. İnsan imanı kadar temiz olur. Temizlik
de insanın güzelleşmesine sebep olur. Temiz olmamak ise Allah’tan insanlara bir
beladır, insanın karşısındaki kişiden tiksinti duymasına vesile olur.
Müslümandaki temizlik
isteği cennete olan özleminden kaynaklanır.
Müslümanın temizlik isteği cennete olan özleminden
kaynaklanır. Cennet’te insan sonsuza kadar kirlenmez. Yıkanma ihtiyacı hiç
duymaz. Pırıl pırıl, gıcır gıcır ve tertemizdir. Cennet’te toz yoktur, hiçbir
yer tozlanmaz. Eli bir yere gittiğinde asla kirlenmez, vücudu kirlenmez.
Kirlenme bu dünyaya mahsus bir şeydir. Müslümanlarda
imandan kaynaklanan güzel ahlak ve temizlik hissedilir.
Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i
şeriflerinde temizliğin cennet ehlinin bir özelliği olduğunu şöyle haber
vermiştir:
“Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun,
temizlenin, zira cennete temizler girer.” (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El
Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 96/2)
Yüce Allah pisliğin
müşriklerin (Tevbe Suresi, 28) ve münafıkların (Tevbe Suresi, 95) bir özelliği
olduğunu Kuran-ı Kerim’de bildirmiştir. Unutmamak gerekir ki, güzelliklerle
dolu tertemiz bir mekan olan cennette yaşamanın coşku dolu neşesini, heyecanını
hissedebilmek için bu dünyada temizlikten, güzellikten ve estetikten zevk
alabilecek şekilde ruhun eğitilip nefsin terbiye edilmesi gerekir.
Yüce
Rabbimiz Allah’ın izniyle müminlerin cennete de dünyadaki gibi tertemiz
girecekleri şöyle bildirilmiştir:
“Rablerinden korkup-sakınanlar da,
cennete bölük bölük sevk edildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları
açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki: “Selam üzerinizde olsun, hoş ve
temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin.” (Zümer Suresi, 73)
Peygamberimiz
(s.a.v.)’in Temizliği Tüm Müslümanlara Örnektir
Peygamberimiz
(s.a.v.), müminlere temizliği çokça tavsiye etmiştir. Kendisi de temizliğine
çok dikkat ederek müminler için en güzel örneği oluşturmuştur. Hz. Muhammed
(s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurmuştur:
“ŞÜPHE YOK Kİ YÜCE ALLAH TEMİZDİR, TEMİZLİĞİ
SEVER. İKRAMI BOLDUR, İKRAMI SEVER. CÖMERTTİR CÖMERTLİĞİ SEVER. ARTIK
EVLERİNİZİN ÇEVRESİNİ TEMİZ TUTUN.” (Et-Tıbbün Nebavi S:216)
İlim
bakımından her şeyi kuşatan Rabbimiz, her konuda olduğu gibi maddi ve manevi
temizlik konusunda da kutlu elçisi Peygamberimiz (s.a.v.)’i Müslümanlara örnek
kılmıştır. Tüm yaşamları boyunca Allah’a gönülden bağlı olan müminler de her
işlerinde Allah’a yönelerek ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in temizliğini,
modern giyimini, bakımını temizliğini örnek alarak manevi anlamda olduğu gibi
maddi anlamda da ahiret hayatına hazırlık yapmalıdırlar.
Temizlik,
“…Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.” (Bakara
Suresi, 222) ayetinde de bildirildiği gibi Yüce Rabbimiz’in beğendiği ve
müminlerin yaratılışlarına en uygun olan tutumdur. Allah’ın üstün gördüğü bir
davranış olan temizlik, müminlere bir yandan da çok büyük bir zevk ve rahatlık
verir. Yaşamlarının her anında Allah’ın emirlerini uygulama konusundaki
kararlılık ve gayretleri hissedilen samimi iman sahipleri, temizlik konusunda da
aynı hassasiyeti gösterirler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)