Bugün Suriye’deki son duruma hep birlikte
bakalım; Kimyasal saldırı nedeniyle 1500’den fazla
kişinin hayatını kaybetmesinden sonra, mülteci sayısı gün geçtikçe artmaya
başladı. Birleşmiş Milletlerin yaptığı açıklamaya göre, her gün 5 bin
Suriyeli ülkesini terk ediyor. Özelikle Suriye’ye müdahale
kararı alındıktan sonra, bir hafta gibi kısa
bir sürede 1.000.000.000 kişinin ülkeyi terk ettiği söyleniyor. Yine BM’nin
bildirdiğine göre; Ağustos ayının sonlarına doğru Irak 168 bin, Mısır
110 bin, Ürdün 515 bin, Lübnan 716 bin ve Türkiye 460 bin Suriyeli sığınmacı
kabul etmiş.
BMMYK özel temsilcisi olarak çalışan,
dünyaca ünlü sanatçı Angelina Jolie, Suriye’deki mülteci sayısının gittikçe
arttığından endişe duyduğunu belirterek “durum daha kötüleşirse, sığınmacıların sayısı
daha da artacak, bu da bazı komşu ülkeleri çökme noktasına getirebilir" dedi. Dünyanın içinde bulunduğu durum, geçmişte
yaşanılan tecrübeler, ekonomik kriz, istatistik veriler ve benzeri bir çok
sebeplerle bakıldığında, Angelina Jolie haklı gibi görülebilir, fakat olayları
zahir değil de batın gözüyle değerlendirdiğimizde Suriyeli kardeşlerimizin
yanlarında bereketleriyle geleceklerini düşünüyorum.
Şu şartlarda yapılacak en
güzel ve akılcı olan tavır, Suriye’den sivil halkın bir an önce tahliye
edilmesidir. Suriyeli
kardeşlerimizin sığınma talebini kabul etmeyip kapılarını onlara kapatmak
isteyen ülkelere ise iki çift lafım olacak; Avrupa Birliği ülkesi olmasına
rağmen İsveç bile, isterlerse sığınmacılardan 8.000 kişinin aileleriyle
birlikte ülkelerine kabul edeceklerini açıklamışken, diğer ülkelerin de mutlaka
bu insani ve vicdanlı kararı alması gerekir.
Türkiye, Suriyeli
mültecilere kapılarını açarak ve yaptığı yardımlarla bu konuda çok güzel
bir tavır sergiledi. Zaten Ortadoğu coğrafyasının örnek aldığı, ağabey olarak
gördüğü, lider ülke Türkiye olarak bize de bu yakışırdı. Peygamberimiz
zamanında, Mekke'deki inkarcıların eziyetleri nedeniyle herşeylerini geride
bırakıp zor şartlar altında Medine'ye hicret eden Müslümanların, orada bulunan
müminler tarafından en güzel şekilde karşılandıklarını hepimiz biliriz. Suriyeli
mülteciler, yerlerinden yurtlarından edildikleri
için Kuran'da, bahsedilen Muhacir kardeşlerimiz gibidir. Bizim tavrımız
Muhacirları en güzel şekilde karşılayan Ensarlar gibi olmalıdır. Biz de
Suriyeli mültecileri Allah’ın bizlere emaneti olarak görmeli, çok güzel ağırlamalıyız. Herhangi şart ve koşul gözetmeden, onlara rahatlık verecek
bir üslup kullanmalı, sezdirmeden onlara güzellik sunmalıyız. Müslüman,
Müslümanın kardeşidir, kardeşine yer açana Allah da genişlik, bereket verir.
Ensar, nasıl hicret eden mümin kardeşlerinin rahatına önem vermiş, ihtiyaç
içerisinde kalsalar bile hep Muhacirlerin eksiklerini tamamlamış, sahip
oldukları herşeyi seve seve onlarla paylaşmışsa, biz de
Suriyeli kardeşlerimize aynı candanlığı göstermeliyiz. Bizden
şikayetçi bir tavır asla görmemeleri gerekir.