2 Haziran 2007 Cumartesi

Canlılardaki mükemmel sonar sistemi

Ses, havada ve suda dalgalar halinde yayılır ve dalgalar herhangi bir cisme çarparsa geri döner. Sonar teknolojisiyle dönen dalgalardan bu cisim hakkında çeşitli bilgiler edinebilirsiniz: Dalga kaynağının ne kadar uzakta olduğu, büyüklüğü ya da ne yöne hangi hızla hareket ettiği gibi...

Tüm teknoloji ürünü cihazlar için bilim adamları yıllarca araştırmalar yapmaktadırlar. Diğer pek çok teknolojik üründe olduğu gibi sonar sistemi de yüzyılımız içerisinde geliştirilmiştir. Sonar cihazları 1918 yılında Pierre Langevin tarafından icat edilmiştir. 1985 yılından itibaren de sürekli olarak yenilenmiş, sistemi daha iyi işler hale getirilmiştir. Bu teknoloji, her ne kadar savaşta kullanılmak amacıyla geliştirilmişse de, günümüzde batık gemilerin yerlerini belirleme ya da deniz dibi haritalarının çıkarılması gibi amaçlarla kullanılmaktadır.

Sonar sistemini bilimadamlarından çok önce tam 50 milyon yıldır kullanan yeryüzünde canlılar bulunmaktadır. Yunuslar, yarasalar, balıklar ve güveler yaratıldıkları ilk andan beri vücutlarında sonar adı verilen bu sisteme sahip olan canlılardandır. Üstelik bu hayvanların sistemleri bilim adamlarının en ileri seviye olarak kullanıma sundukları cihazlardan daha duyarlı ve kullanışlıdır.

Amerikan Donanması denizaltılarının daha hassas sonar sistemine sahip olabilmeleri için Savunma Bakanlığı özel bir proje oluşturmuştur. Bu projedeki asıl amaç yarasa sonarındaki çalışma prensiplerini incelemek ve denizaltılarındaki söz konusu sistemdeki eksikleri telaffi etmektir.

Yarasaların, zifiri karanlıkta kolayca yön bulmalarının sahip oldukları sonar sistemi sayesinde gerçekleştiği uzun zamandır biliniyordu. Son olarak araştırmacılar, bu sonar sisteminin yeni bazı sırlarını keşfetmişlerdir. Buna göre, kahverengi böcekçil yarasa (Epesicus fuscus) saniyede 2 milyon üst üste binmiş ses yankılanmasını işleme sokma yeteneğine sahiptir. Hem de bu yankıları sadece 0.3 milimetrelik bir hassasiyet farkıyla algılayabilir. Bu rakamlar ise, yarasa sonarının insan yapımı sonarlardan yaklaşık üç kat daha hassas olduğunu göstermektedir.[1]

Yarasaların sonar sistemli uçuş yetenekleri, bilim adamlarına karanlıkta uçuş hakkında çok şey öğretmektedir. Kızılötesi termal görüntüleme sistemli kameralar ve ses-üstü dalgaları algılayan dedektörlerle yapılan araştırmalar, yarasaların gece av uçuşları hakkında çok daha kapsamlı bilgi edinme fırsatı vermiştir.

Yarasalar yerden havalanan bir böceği havada uçarken kapabilirler. Bazı yarasalar avlarını yakalamak için onları çalılıkların içinde bile takip ederler. Yansıyan ses dalgalarını kullanarak gece gökyüzünde vızıldayan bir sineğin üzerine atılmak oldukça zordur. Bir de böceğin çalılıkların arasında uçtuğunu, etraftaki bütün yapraklardan ses dalgalarının yansıdığını düşünülürse, yarasanın ne kadar büyük bir iş başardığını daha iyi anlaşılabilir. Böyle bir durumda yarasalar sonar seslerini azaltırlar. Bunun sebebi, muhtemelen, çevredeki bitkilerden gelen ses yansımalarının kafa karıştırmasını önlemektir. Yarasalar cisimleri ayrı ayrı algılayabilmekle beraber üst üste gelen ekoların geliş zamanları ve yönlerini de ayırt edebilmektedirler.

Yarasalar su üstünde uçarken su içmek için veya avlarını yerden yakalamak için de sonar sistemini kullanırlar. En usta manevraları ise bir yarasanın diğerini kovaladığı durumlarda gösterirler. Yarasaların bu başarıyı nasıl elde ettiklerinin anlaşılması sonar, uçuşlar ve tespit cihazları başta olmak üzere pek çok teknolojik ürünün üretiminde kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca yarasaların çok yüksek frekanslı sonar sistemleri, bugün mayın arama teknolojisinde de taklit edilmektedir.

Görüldüğü gibi canlılardaki özellikler çok geniş bir alanda insanlara fayda sağlamaktadır. Allah Kuran'daki bir ayette hayvanlardaki faydalara şöyle dikkat çeker:
Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ders (ibret) vardır; karınlarının içinde olanlardan size içirmekteyiz ve onlarda sizin için daha birçok yararlar var… (Müminun Suresi, 21)

Bir alligator denizaltısının içinde bulunan Side Scan sonar cihazının silisyum, demir, bakır, rüzgar, su, oksijen birleşimiyle uzun zaman içerisinde oluştuğunu iddia etmek ne kadar mantıklıysa, yarasanın ve sahip olduğu, insan yapımı teknolojiler üstü sonar sisteminin tesadüfen oluştuğunu iddia etmek o kadar mantıklıdır. Yeryüzündeki tüm varlıkları yaratan yüce Allah’tır. O sonsuz ilim sahibidir. Tüm canlılar yaratıldıkları ilk andan itibaren yeryüzünde aynı halleriyle kalmışlardır. 50 milyon yıl önce yaşamış olan bir yarasa bugün yaşayan ile aynı özelliğe sahiptir. Hiç bir değişim veya gelişme olmamıştır. Yeryüzünde ilk yaşayan yarasa sahip olduğu sonar sistemi ve yapısal mükemmelliği ile Allah tarafından yaratılmıştır.

[1] http://www.godandscience. org/evolution/design. html; The Designing Times, Vol.1, No.8. , March 2000

Milli Gazete