12 Haziran 2013 Çarşamba

Bu Dünya Hepimize Yeter



Son günlerde “dünyanın tadı tuzu kaçtı” kelimesini çok sık duyar olduk. İnsanlar sürekli şikayet ediyor, çok sıkıldıklarını söylüyor, kendileri için hayatın bir anlamı kalmadığını ifade ediyorlar. Ekonomik krizin olması, intiharların artması, bilimsel icatların çok olmaması, sanatın gittikçe yozlaşması gibi sorunların hepsinin arkasında aynı neden var: Sevgisizlik...
Bazı insanlar Allah'ı sevmeden, Allah'a candan yakın olmadan, dünyada mutlu olacağını zannederler. Gerçekte durum hiç öyle değildir. Allah esirgesin, Allah sevgisi olmadan insan mahvolur. Kendisine bunca güzelliği sunan, bunca iyiliği veren Allah’ı, hâşâ hiç yerine koyan insan, elbette ki Allah’tan hak ettiği karşılığı alacaktır. Allah, bu bakış açısına sahip insanların özel olarak bir hikmetle canını yakar. Böyle bir durumda Allah insanın üzerinden bereketi kaldırır. Hastalık sıkıntı ve belaları art arda verir. Rabbimiz “... eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım...” (İbrahim Suresi, 7) diye bildirmektedir. Hem Allah’ın her an sunduğu nimetlerden faydalanıp hem de Allah’a dönüp yönelmeyen bir insan adeta 'şükretmiyorum' demiş gibi olur. Bu zihniyet haşa "Allah’ın ,sunduğu nimeti kullanırım ama kul olmayı kabul etmem" demek anlamına gelir. Peki size soruyorum bu nasıl bir ahlak? Allah meyveler, sebzeler yaratacak, arabalar yaratacak, evler yaratacak, teknolojiyi yaratacak, televizyonlar, radyolar yaratacak, ama insan haşa ‘ben hepsini kullanırım, sahibi de beni ilgilendirmiyor' diyecek. İşte bunu diyen insan bir süre sonra büyük bir  bunalıma düşer. Zengin olup ekonomik refaha sahip olması, eğitimli olması, çok geniş bir çevreye sahip olması, her türlü imkanı elinde bulundurması bile kişiyi tatmin etmez, bu bakış açısında olan kişiler bir süre sonra intihar etmeye kadar varabilen korkunç bir bunalıma düşerler.
Allah kulları için en iyisini ister, “akıllı olmalarını, en iyi şekilde, en vicdanlı olarak yaşamalarını ister. Rabbimiz "şükredin, beni sevin, ben de sizi seveyim” der. Cenab-ı Allah'ın teklifi  çok güzel, çok hoş ve çok hikmetli bir tekliftir. Rabbimizin yolundan giden müslümanların hayat kalitesi artar, zenginlik, bolluk bereketi artar. Mesela şu anda Avrupa'yı ekonomik kriz kasıp kavuruyor. Tüm Avrupa halkı Allah'a dönse, Avrupa'nın zenginliği daha da artır. Aynı şekilde Amerika da çok zengin olur, Ortadoğu da. Ama bazı insanlar, “hayır, biz dünyayı yaşayacağız” diyor. "Bizim bilemediğimiz bir nedenden dolayı ekonomi kilitlendi" diyorlar. Oysa ekonomik krizi yaratan Allah’tır. Ekonominin durumu herkesin malumu, bilinmeyecek bir konu değil. Ticaret, Merkez Bankası, dolarlar, paralar hala insanların kontrolünde. Ama Allah, insanların kontrol edemediği metafizik bir hikmetle ekonomik kriz oluşturuyor.
Sonuç olarak çok geç kalmadan, herkesin Allah'a dönmesi ve Allah'ı sevmesi gerekiyor. İnsanlar gaddarlığa ve sevgisizliğe karşı eğilimliler. Hâlbuki sevgi, merhamet, şefkat, affedicilik, cömertlik son derece zevklidir. Mesela birisine, bir çocuğa hediye aldığında, nasıl seviniyor, nasıl mutlu oluyor, ne güzel oluyor yüzündeki ifade. Sadece o çocuğun sevincini görmenin insanı mutlu etmesi gerekir. Fakirlerin evine yiyecek götürüldüğünde çok mutlu olurlar. Gözlerinde müthiş bir mutluluk sevinci belirir. Sadece o gözündeki parıltıyı görmekten haz almak gerekir. Oysa günümüzde televizyonlara, gazetelere, internete, sosyal medyaya bakıyoruz: İnsanlar sevgiye değil kavgaya eğilimliler. Hâlbuki dünya o kadar büyük ki, tüm dünyadaki insanlara bin kere yeter. Dünya’nın bütün arazileri uçsuz bucaksız, çok nadir yerlerde şehirler var ve bomboş... Bu kadar kavgaya boğuşmaya değmez. “Bu dünya hepimize yeter”