31 Ekim 2012 Çarşamba

Bu bayram Allah'ın İslam Birliği'ni nasip etmesi için dua edelim

Bu yazıma tüm İslam âleminin geçmiş mübarek Kurban Bayramı'nı kutlayarak başlamak istiyorum. Bu kutlu günde tüm Müslümanlar İslam Birliği'nin bir an önce oluşması için dua etmeli, İslam ahlâkının yeryüzünde hızla yayılması için gösterdikleri çabayı daha da artırmalıdırlar.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Medine'ye hicret ettiği zaman Medinelilerin cahiliye izleri taşıyan iki bayram kutladıklarını gördü. Bu bayramların yerine de tüm Müslümanların sevinip eğleneceği İslâm'ın iki bayramını onlara haber verdi:

"Allahu Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı'nı hediye etti" (Sünen-i Ebû Dâvud, Salat, 239).

Kurban Bayramı, tüm Müslümanlar için bir şükür vesilesidir. Müslümanların birbirlerini ziyaret ettikleri, çocukların, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği, Müslümanların namaz kılıp birlikte Allah'ı zikrettikleri bir sevinç dönemidir. Ancak bizler bu sevinci yaşarken, aynı zamanda da İslam aleminin, Müslüman kardeşlerimizin çok büyük bir bölümünün savaşlarla, çatışmalarla, açlık ve yoklukla iç içe olduğunu da asla aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Bu yaşananların tek çözümü hiç şüphesiz tüm Müslümanların birlik olmalarıdır.

Müslüman ülkelerin, tüm Müslümanların güvenliğini garanti altına alabilecek bir güç konumuna gelmesi ancak İslam dünyasının uluslararası siyaset sahasında tek bir ses olarak temsil edilmesi ile mümkün olacaktır. İslam dünyası askeri, siyasi ve ekonomik olarak tek blok olmak zorundadır. Avrupa'nın neredeyse tüm devletleri, siyasi, ekonomik ve kültürel bir birlik olan "Avrupa Birliği" çatısı altında toplanmış iken; Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde hareket edememektedirler.

Oysa yüce Rabbimiz, tüm Müslümanların tam bir birlik ruhu içinde yaşamalarını ve hareket etmelerini emretmiştir. Müslümanların "sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi" (Saff suresi, 4) olmaları gerektiğini bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın..." (Ali İmran suresi, 103)

Müslümanların birlik olmadıkları takdirde güçlerinin azalacağını Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde bildirmiştir:

"Allah'a ve Resulü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal suresi, 46)

Eğer tüm Müslümanlar güç birliği yaparsa; İslam ülkelerini kalkındırmak, imar ve inşa etmek; zulüm gören Müslümanlara yardım eli uzatmak ve onları korumak için gerekli fikri mücadeleyi yürütmek; İslam'ın getirdiği güzel ahlâkı tüm dünyaya en güzel biçimde anlatmak; sözde İslam adına ortaya çıkan terörizm gibi sapkın akımları dizginlemek; tüm insanlığın hayrına olacak bilimsel, sanatsal, kültürel gelişmeler kaydetmek gibi pek çok başarıyı yüce Rabbimiz Müslümanlara nasip edebilir.

Kendi içinde beraberliği sağlamış İslam dünyası, dünya barışının da güvencesi olacak, bazı radikal unsurlar ve "medeniyetler arası çatışmadan" yana olanlar teorilerine gerekçe olarak öne sürebilecekleri ortamı bulamayacaklardır. Bütün bunların sonucunda ise, Allah'ın izni ile, asr-ı saadet döneminin bir benzeri 21. yüzyılda yeniden yaşanacaktır.