10 Mart 2009 Salı

Üstün teknolojiye sahip silahlar üreten ancak kendini görünmez bir mikroba karşı koruyamayan insan

Hiç düşündünüz mü, insan sahip olduğu akla ve bilgiye rağmen neden son derece korunmaya muhtaç bir bedene sahiptir? Neden ancak mikroskopla görülebilecek kadar küçük bakteriler, virüsler bu bedene zarar verebilmektedir? Neden insan yaşamı boyunca sürekli bedenini temizlemek, ona bakım yapmak zorundadır? Ve neden insan bedeni zaman ilerledikçe yıpranmakta, yaşlanmaktadır?

İnsanlar bunları çok "doğal" şeyler sanırlar, oysa bu sayılanların her biri belirli bir amaca göre özellikle yaratılmıştır. İnsanın acizliğine ait her detayı Allah özel olarak var etmiştir. Nisa Suresi'nin 28. ayetinde "...İnsan zayıf olarak yaratılmıştır" hükmüyle bu gerçeğe dikkat çekilir. İnsan zayıf olarak yaratılmıştır ki, bir kul olarak Yaratıcımız olan Allah'a karşı olan acizliğini anlayabilsin ve dünyanın geçici bir mekan olduğunu fark edebilsin.

Evet insan bedeni, her yönüyle korunmaya ve kollanmaya muhtaçtır. Dünya şartlarında başına ne zaman ne geleceği belli değildir. Yaşadığı yer ister dünyanın en gelişmiş şehri olsun, ister en yakın medeniyete kilometrelerce uzaklıkta, elektrikten, sudan mahrum bir dağ köyü olsun; kişi, hayatının hiç beklemediği bir anında bir tehlike ile karşılaşabilir. Ölümcül bir hastalığa yakalanabilir, sakatlanabilir. Karşılaştığı olay, hiç kaybetmeyeceğini sandığı bedensel gücünü, güzelliğini ya da övündüğü fiziksel bir özelliğini alıp götürebilir. Bu konuda yaşadığı yer gibi kişinin kim olduğu da bir istisna yaratmaz; dağ başında sürülerini otlatan bir çoban ya da bütün dünyanın tanıdığı bir yıldız olsa da, söz konusu olaylardan herhangi biri hayatını hiç tahmin edemeyeceği yönde değiştirebilir.

Allah insanları en güzel surette ve en mükemmel sistemlerle yaratmıştır. Ancak dünyanın geçiciliğini göstermek ve hırslara kapılmalarını engellemek için, bedeni et ve yağ gibi çok çabuk bozulabilen maddelerden oluşturmuştur. Eğer insanın farklı maddelerden oluşturulmuş, zırh sağlamlığında bir bedeni olsaydı, o zaman hiçbir virüs ya da mikrop, soğuk ya da herhangi bir kaza bu zırhı delip geçmeye, zarar vermeye güç yetiremezdi. Oysa et ve yağ açıkta bırakıldığında birkaç saat içinde kokuşan, bozulan maddelerdir. İşte, insanın en büyük acizliklerinden biri, "malzeme"sinin bu denli çürük olmasıdır.

İnsan, Allah'tan bir hatırlatma olarak bedeninin acizliğini sık sık hisseder. Örneğin, soğuk havanın etkisi insan vücudunun acizliğini bütün gerçekliği ile ortaya koyan bir etkendir. Soğuk hava insanın fizyolojik savunmasını yavaş yavaş felç eder. Vücudun sürekli ayar yaparak koruduğu sabit sıcaklığının (37 oC) ne kadar önemli olduğu böyle bir durumda hemen anlaşılır.
Bu acizlikler insanın Yaratıcı’sının üstünlüğünü kavrayabilmesine ve O’na muhtaç olduğunu anlayabilmesine yardımcı olur. Nitekim Kuran'da insanların Allah'a muhtaç oldukları şöyle bildirilmiştir:

Ey insanlar, siz Allah'a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ganiy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır. (Fatır Suresi, 15)

Milli Gazete