24 Şubat 2009 Salı

Karıncaların yaşamındaki mucizeler zinciri

Güney Amerika’da yaşayan, “yaprak kesen karıncalar” adeta birer çiftçi gibi çalışarak tek besin kaynakları olan mantar bahçelerine özenle bakarlar. Yaprak kesip yeraltındaki bahçelerine götürür, mantarı gübreleyerek çoğalmasını sağlar, zararlı maddeleri ayıklayıp koloniden uzaktaki atık alanlara taşırlar.

Wisconsin Üniversitesi’nden Profesör Cameron Currie mantar yetiştiren bu hayvanların yaşamını araştırdı ve Microbiology Today dergisinin Kasım 2008 sayısında gözlemlerini bilim dünyası ile paylaştı. Currie, henüz doktora öğrencisiyken bahçeye bakan bazı karıncaların beyaz bir maddeyle kaplı olduğunu fark etmişti. Mikroskop altında yaptığı araştırma sonunda bu maddenin aslında bakteri olduğunu gördü. Daha sonra yapılan çalışmalar, karıncaların bedenlerindeki deliklerde antibiyotik üreten bakterilerin yaşadığını ve deliklere bağlı salgıbezlerinin bakterileri beslediğini ortaya çıkardı. Currie ve ekibinin araştırmaları bu bakterilerin ürettiği antibiyotiğin özellikle bir tür parazit mantarı olan Escovopsis’i engellemeye yönelik olduğunu gösterdi.

Peki Escovopsis’in karıncalara ne zararı vardı? Cevap bu maddenin karıncalarla dolaylı bağlantısı üzerine kuruludur. Escovopsis karıncaların mantar bahçelerini sardığı zaman karıncaların yetiştirdiği mantarları öldürüyor. Escovopsis karınca bahçeleri için bir tehlike teşkil etmeye başladığı zaman, yardımcı bakteriler karıncanın bedenine yayılıyor ve hayvanın üstünü kaplıyor. Böylece karıncaların mantar bahçelerine karşı etkin kimyasal koruma gerçekleşmiş oluyor.

Çiftçi karıncaların yanı sıra, sürü güden karıncalar da vardır. Bazı karınca türleri inekten süt sağar gibi yaprakbitlerinden balözü ‘sağar’ ve bu şekerli maddeyle beslenirler. Karınca antenleriyle dokunduğunda mesajı alan yaprakbiti bir damla balözü çıkardır. Karıncalar da yaprakbitlerini yemek isteyen hayvanlara saldırırlar ve besin açısından faydalandıkları bu canlı türünü korurlar. Karıncalar ve yaprakbitlerinin ortak yaşamı karıncaların vücutlarındaki birtakım kimyasallarla sağlanır. Karıncaların çenesinden salınan kimyasal madde, yaprak bitlerinin kanatlarının gelişmesini engeller. Böylece yaprak bitleri uçarak karıncaların yanından uzaklaşamazlar.

İngiltere’de bulunan Imperial College’den Dr. Simon Leather ve ekibine göre, karıncaların ayak izlerinde de yatıştırıcı kimyasallar bulunmaktadır. Ekibin, Proceedings of the Royal Society B’de yayımlanan araştırması, karıncaların kimyasal izlerinin yaprak bitlerinin yavaş hareket etmesine neden olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar, karıncaların sahip olduğu bu kimyasalların, yaprak bitlerini kalabalık bir topluluk olarak karınca kolonisinin yanında kalmasını sağladığını düşünüyor. (Atlas Dergisi, sayı 190)

Yüzyılımızda modern tarım yapan bir çiftçi kadar bilinçli ve uzman olan karıncaların sahip oldukları bilgiler sizi şaşırtmadı mı? Birkaç santimetrelik bu hayvanın yetiştirdiği mantar bahçeleri için tehlikeli olacak zararlı maddeye karşı savunma yapacak başka bir canlı türünü karıncanın bedenine kim yerleştirmiştir. Karıncalar bedenlerinde yaşayan bakterilerin ihtiyacı olan besini nereden bilmektedir ve bu besin karıncaların bedeninde nasıl oluşmaktadır?

Bakterilerin salgıladığı ve zararlı mantarları öldüren antibiyotiğin formülünü kim yapmıştır?

Karıncalar ayak izlerinde yatıştırıcı kimyasallar bulunduğunun farkında mıdırlar?

Evrimci bilim adamları bu sorulara bir cevap verememektedir. Çünkü bu soruları evrim teorisi ile açıklanmaya çalıştıkları zaman bakterilerin veya karıncaların kendilerinden çok daha üstün akıllı olduğunu kabul etmeleri gerekir. İnsanı hayrete düşüren bu muhteşem sistemleri mikroskobik bakterilerin başaramayacağı aşikardır.

Allah yarattığı en küçük varlıkta dahi insanları Kendi aklına hayran bırakacak özellikler var eder. Yukarıda sayılan canlıların hayatlarında var olan tüm bu olağanüstü olaylar insanların Allah’ın sonsuz aklını görmeleri için vardır. Allah yarattığı her varlıkta bir mucizeler zinciri var etmektedir.


Milli Gazete