14 Ekim 2008 Salı

Müslümanlar, kardeşlik bağları ile birbirlerine bağlanmışlardır

Allah Kuran'da iman edenlerin birbirlerinin kardeşleri olduğunu bildirmiştir. Müslümanların Kuran'da bildirilen bu kardeşlik ruhunu en güzel şekilde yaşamaları, eksikliklerini tamamlamaları ve birbirlerine her şart altında destek olmaları son derece önemlidir. Hucurat Suresi’nde şu şekilde bildirilmektedir:
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup sakının; umulur ki esirgenirsiniz. (Hucurat Suresi, 10)

Kardeşlik duyguları ile sağlamlaştırılmış bir birliğin temelinde sevgi, fedakarlık, yardımseverlik, merhamet, hoşgörü, anlayış ve uzlaşı olmalıdır. İnananların birliğini güçlü kılan imanları ve ihlaslarıdır. Gerçek dostluk ve ittifak ancak samimi iman ile kurulur. Müminler, birbirlerini araya hiçbir çıkar ya da menfaat beklentisi katmadan, halis niyetle ve sadece Allah rızası için sever, Allah rızası için dost olur ve Allah rızası için birlik olurlar. Temeli dünya üzerindeki en sağlam kaynağa, Allah sevgisine ve Allah korkusuna dayalı olan bu birliğin bozulması, dağılıp yıkılması Allah'ın dilemesi dışında hiçbir şekilde mümkün olmaz.

Allah’a iman eden, Kuran’a, Peygamberlere, meleklere, hesap gününe, cennete ve cehenneme inanan Müslümanların aralarında anlaşmazlık olması için hiçbir neden yoktur. Müslümanlar arasında kardeşlik duyguları ancak kişilerin bencil istek ve tutkuları işe karıştığı zaman bozulur.
Büyük İslam mütefekkiri Mehmed Zahid Kotku, Hadislerle Nasihatlar isimli eserinde Müslümanları bu konuda şöyle uyarmaktadır:
“Allah Teala kitabında birleşin demiyor mu? Bu birleşme kimlerle olacak, masonlarla mı birleşelim yoksa komünistlerle mi birleşelim? Herhalde Müslümanların birbirleri ile birleşmesi. Öyle ise niçin birleşemiyoruz? Sebebi benlik ve çekememezlik. Cenab-ı Hak bizi şu iki belanın elinden kurtarsın da Hak ve hakikatta birleşmek ve böylece dinsizlere lokma olmaktan kurtarsın. Amin.” (Hadislerle Nasihatlar, s. 93-94)

Müslümanların aralarında husumet ile sonuçlanan anlaşmazlıkların olması şeytanın telkini ile gerçekleşir. Müminlerin birlik olmasını şeytan istemez, çünkü o dünyaya kendi sisteminin hakim olmasını ister. Müminlerin etraflarında meydana gelen olayları bu şuur ile değerlendirmeleri gerekir. Bir Müslüman’ın diğer bir Müslüman’ı sevmesi Allah’ın rızasını uygun olandır. Eğer bir kişi hayatını Allah yolunda vakfetmiş olduğunu tüm tavır ve davranışları ile ispatlıyor, her anında Allah'ın rızasını ve rahmetini gözeterek güzel davranışlarda bulunuyorsa, müminler o kişiye karşı sevgi ve hürmet duyarlar.
Hz. Muhammed (sav), Müslümanların birbirleri ile güzel geçinmelerini bir hadis-i şerifinde şöyle tavsiye etmiştir:
Birbirinize hased (çekememezlik) etmeyiniz. Birbirinizle buğuz (düşmanlık) etmeyiniz. Birbirinizle iyi ilişkileri kesmeyiniz. Birbirinizden yüz çevirip küsüşmeyiniz ve ey Allah'ın kulları, kardeşler olunuz. (Mace ,Cilt 10, s. 32)

Mümin, her durumda affedici olmakla yükümlüdür, ancak karşısındaki kişi de bir Müslüman ise, onunla din kardeşi olduğunu, her ikisinin de Allah'tan korkup sakındığını, Peygamber Efendimiz (sav)'e itaat ettiğini, helal ve harama titizlik gösterdiğini düşünerek çok daha sabırlı davranmalıdır. Müslüman, din kardeşinin her zaman için iyiliğini istemesi gerektiğinin, kendisini düşündüğü gibi onu da düşünmesi gerektiğinin, herhangi bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda da sabırla, şefkatle ve sevgiyle karşılık vermesi gerektiğinin bilincindedir. Bir Kuran ayetinde, Müslümanların din kardeşleri için şöyle dua ettikleri bildirilir:
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: 'Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin. (Haşr Suresi, 10)

Tüm Müslümanlar birbirlerine Kuran’ın emrettiği şekilde bakmalıdırlar. Soğukluk, anlaşmazlık, gerilim, kötü zan, kin tutma, ihtilaf, söz mücadelesi, zıtlaşma ve sevgiyi zedeleyecek tüm negatif duygulardan kaçınmalıdırlar. Bu konuda gösterecekleri iradeyi Allah’ın rızasını kazanmak için koruyacakları için güzel ahlaklarını asla bozmamalıdırlar.


Milli Gazete