2 Eylül 2008 Salı

Mübarek Ramazan ayına girerken+İslam dünyasını çok aydınlık bir gelecek bekliyor

İnsanları karanlıklardan nura, hüküm ve hikmet sahibi Rabbimiz’in yoluna çıkaran, tüm Müslümanlara bir hidayet, müjde ve rahmet, içi titreyerek korku duyanlara bir öğüt ve hatırlatma olan Kuran-ı Kerim, Ramazan ayında indirilmiştir. Ramazan ayı, aynı zamanda içinde "bin aydan daha hayırlı" (Kadir Suresi, 3) olduğu bildirilen Kadir gecesi'nin bulunduğu bir bereket ayıdır. İşte bu nedenle Ramazan ayının dünya üzerindeki tüm Müslümanlar için ayrı bir önemi, kudsiyeti ve güzelliği vardır. Bu ay boyunca müminler birlik ve beraberlik içinde oruç ibaretlerini yerine getirir, Allah’ın ayetlerinde ve Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetinde bildirdiği sınırları korur, Rabbimiz’in bahşettiği tüm nimetlerine şükreder, dua ve ibadetle O’ndan yardım dilerler.

Bu mübarek ay vesilesiyle tüm Müslümanların birliğe, beraberliğe ne kadar ihtiyaç duydukları, eğer bir birlik oluştururlarsa dünya barışı için çok büyük bir kuvvet haline gelecekleri bir kez daha anlaşılmaktadır. Irak’ta, Filistin’de, Doğu Türkistan’da ve diğer İslam topraklarında yaşananlar, tüm Müslümanları “birlik içinde hareket etmelerinin, farklılıkları bir kenara bırakıp İslam ahlakını yaygınlaştırmak için çaba sarf etmenin” önemi üzerinde düşünmeye sevk etmelidir.

Birlik, beraberlik, dayanışma, dostluk, fedakarlık, yardımlaşma ve benzeri özellikler Kuran ahlakının temelini oluşturan güzelliklerden bazılarıdır. Çünkü, birlik ve beraberlik sağlandığında, insanlar güç ve enerjilerini tartışmalara, kavgalara, sürtüşmelere, çatışmalara, savaşlara değil, hep hayır ve güzellik dolu işlere yönlendireceklerdir. Ayrıca herkesin emeğini, gücünü, şevkini kattığı, birbirine maddi ve manevi yönden destek sağladığı işlerde büyük bir bereket ve güzellik oluşacaktır. Ancak herşeyden önemlisi birlik ve beraberlik içinde hayır için çalışan iman sahiplerine Allah katından bir yardım, bir destek ve güç verileceği müjdelenmiştir. Bu nedenle Allah bazı ayetlerinde müminlere birbirleriyle çekişmemelerini, yoksa güçlerinin gideceğini ve zayıf düşeceklerini hatırlatmıştır. Bu ayetlerden biri şöyledir:
Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

İnkar edenlerin şiddetle ittifak halinde olduğu, zavallı insanlara, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara zulmedildiği bir ortamda, bu mazlum insanlar vicdan sahibi kimselerden medet ummaktadırlar. O halde samimilerin, vicdanlıların, dürüstlerin, akıl sahibi, salih insanların güçlerini birbirlerine karşı kullanmalarının Allah Katında büyük bir sorumluluğu olabilir. Müminlerin birbirleriyle ittifakı, yardımlaşmaları, aralarındaki dostlukları, tesanütleri, muhabbetlerini artırmaları ve hiçbir an ittifaklarını zayıflatacak bir ihtilafa düşmemeleri son derece önemlidir. Hiç unutmamak gerekir ki, hiçbir dünyevi hırsı bulunmayan, hayır olarak gördüğü her davranışı, her eseri, her faaliyeti kendisine bir pay çıkarmadan, benim senin ayırımı yapmadan hayır için kullanan, kıskançlık, rekabet gibi nefsin kirlerinden sakınan insanların dayanışmaları kötü niyetli şer ittifakını mutlaka yenilgiye uğratacaktır.

İslam Dünyasını Çok Aydınlık Bir Gelecek Bekliyor
Şu anda içinde bulunulan durum, ilk bakışta bazı olumsuzluk içeriyor gibi görünebilir. Oysa olumsuzluk gibi görünen bu gelişmelerin her biri aslında kutlu bir dönemin habercisidir. Savaşlar, yokluklar, kıtlıklar, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanların ezilip zulüm görmesi gibi olaylar, büyük çoğunluğu Peygamberimiz (sav) tarafından 1400 yıl öncesinden haber verilen ahir zaman alametleridir. Bu alametlerin gerçekleşiyor olması, yine Peygamber Efendimiz (sav)'in müjdelediği İslam ahlakının dünyaya hakimiyetinin de yakınlaştığına işaret etmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Bu yeni dönemde, Allah'ın izni ile, İslamiyet tüm dünya üzerinde çok büyük bir önem kazanacak, Kuran ahlakı insanlar arasında dalga dalga yayılacaktır. Rabbimiz ayetlerinde şöyle buyurmuştur:
Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)

Nur Suresi'nin 55. ayeti de İslam ahlakının tüm dünyaya yayılacağına işaret eden ayetlerden biridir. Ayette şu şekilde buyurulmuştur:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)

Görüldüğü gibi İslam ahlakının yayılması Allah'ın iman edenlere bir vaadidir. Bu ayetlerle birlikte Peygamber Efendimizin pek çok hadisinde de Kuran ahlakının dünyaya hakim olacağı bildirilmiştir. Buna göre ahir zaman olarak adlandırılan kıyamet öncesindeki dönemde, insanlar önce haksızlığın, adaletsizliğin, yalanın, sahtekarlığın, savaşların, çatışmaların, kavgaların, ahlaki dejenarasyonun yaygınlaştığı bir dönemi yaşayacaklardır. Bu dönemin ardından ise, Kuran ahlakının dalga dalga insanlar arasında yayılmaya başladığı ve en sonunda tüm dünyaya hakim olduğu Altınçağ gelecektir. Altınçağ adaletin, bolluğun, bereketin, huzurun, güvenliğin, barışın, kardeşliğin hakim olacağı insanlar arasında sevgi, fedakarlık, hoşgörü, şefkat, merhamet, sadakat gibi duyguların yoğun olarak yaşanacağı bir dönem olacaktır.

Peygamberimiz (sav) hadislerinde bu kutlu dönemin Hz. Mehdi'nin ortaya çıkması ve Hz. İsa’nın yeryüzüne ikinci kez gelişi vesilesi ile yaşanacağını belirtmiştir. Bu iki mübarek şahıs, tüm dünyayı içinde bulunduğu kaostan, adaletsizlikten ve ahlaki çöküntüden kurtaracaklardır. Onlar, inkarcı ideolojileri ortadan kaldıracak, dünyanın dört bir yanında devam eden adaletsizlikleri, zulümleri, terörü sona erdirecek, dinin Peygamberimiz (sav)'in dönemindeki şekliyle yaşanmasını sağlayacak, Kuran ahlakını insanlar arasında hakim kılacak, tüm dünyada huzuru ve barışı tesis edeceklerdir. Temennimiz Allah'ın bizleri de bu kutlu döneme şahit kılmasıdır.


Milli Gazete