16 Eylül 2008 Salı

İnkar edenlerin Cehennemi gördüklerinde yaşadıkları pişmanlık

Hesap günü tüm insanlar biraraya toplanacak ve hesaplarının belli olmasının ardından inkar edenler bölükler halinde cehenneme sevk edileceklerdir. Bu kalabalığın arasında tarih boyunca Allah'ın varlığını ve dinini inkar etmiş, Allah'ın ayetlerine karşı büyüklenmiş ve yüz çevirmiş olan herkes bulunacaktır. Aralarında dünyada kendilerince zenginlik ya da itibar sahibi olan kişiler de olacaktır. Ama bu insanlar, dünyada kendilerini kurtarabileceğini sandıkları şeylerin, o gün hiçbir fayda sağlamadığına şahitlik edeceklerdir. Rabbimiz Kuran'da tüm inkarcıların horlanarak ve aşağılanarak cehenneme doğru sürükleneceklerini haber vermiştir. Cehennemin kapısına geldiklerinde bekçiler suçlarını kendilerine bir kez daha itiraf ettirdikten sonra tüm inkarcıları içeri alacak ve cehennemin kapılarını üzerlerine kapatacaklardır. Allah Kuran'da inkarcıların cehenneme sevk edilişlerini şöyle anlatır:
İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevk edildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki: "Size Rabbiniz'in ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar: "Evet." dediler. Ancak azab kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu. Dediler ki: "İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından (içeri) girin. Büyüklüğe kapılanların konaklama yeri ne kötüdür. (Zümer Suresi, 71-72)
İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp-azmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır. İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür. (Mü'min Suresi, 75-76)

Bu insanların arasında dünya hayatında Allah'ın azabıyla ve cehennemle karşılaşacaklarını bilmediğini söyleyebilecek tek bir kişi bile yoktur. Çünkü Allah sonsuz adaleti ile her insana dünyada iken uyarıcı göndererek onlara Kendi varlığını, hesap gününü, cenneti ve cehennemi hatırlatmıştır. Bu nedenle inkarcıların tümü cehennem azabını hak olarak yaşadıklarını ikrar edeceklerdir.

Dünyadayken uyarıldıkları halde büyüklenmişler ve kendilerini yaratan Allah'a, bile bile kulluk etmemişlerdir. Buna karşılık olarak da Allah bu kişilerin cehenneme boyunları bükük gireceklerini bildirmiştir. Rabbimiz'in bu gerçeği haber verdiği bir ayet şöyledir:
... Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir. (Mümin Suresi, 60)

Bu insanların bir kısmı dünyada kendilerini çok güçlü görmüşler ve bundan dolayı baş kaldırmışlardır. Güçlerinin kendilerini her türlü tehlikeye karşı koruyacağını sanmışlardır. Ne zaman kendilerine cehennemin varlığı, bu dünyada Allah'ın rızası için yaşamaları, ahirette cennet yurdunu istemeleri ve Allah'ın Kahhar (kahreden) sıfatı hatırlatılsa, şöyle demişlerdir:
Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir. (Mücadele Suresi, 8)

Bu baş kaldırışlarına karşılık olarak cehennemin kapılarından içeriye alınacaklardır ve bir daha da Allah dilemedikçe dışarıya çıkmalarına izin verilmeyecektir. İşte ateşi gördükleri bu an inkarcılar yaptıklarından dolayı bir kez daha büyük bir pişmanlık yaşayacaklardır. Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, cehennemden hiçbir kaçış yolu olmadığını anlayacaklardır:
Suçlu-günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır. (Kehf Suresi, 53)

Dünya hayatında anlamazlıktan geldikleri her şeyi artık açıkça görecek ve kavrayacaklardır. Bütün hayatlarını boş bir amaç uğruna tükettiklerini, çok az ve geçici bir menfaat uğruna ahiret yaşamlarını azap içinde geçireceklerini anlayacaklardır. Dünyada yaşadıkları birkaç on seneyi çok uzun zannetmiş ve bu yüzden ahireti düşünmemişlerdir. Burada acizlikler ve eksiklikler sebebiyle hiçbir zaman tatmin olmayan bir ruh halini yaşamayı, cennetteki kusursuz, hiçbir eksikliği olmayan, yorgunluk, açlık gibi fiziksel eksikliklerin de bulunmadığı, mükemmel nimetlerle dolu cennette büyük bir mutluluk içinde yaşamaya tercih etmişlerdir. Ama cehennemin kapılarından girdikten sonra artık geri dönüş imkanları olmadığını anlayacaklardır. Bu yüzden dünya hayatında sahip oldukları her şeyi fidye olarak vererek azaptan kurtulmaya çalışacaklardır. Kuran'da onların bu sonuçsuz çabaları şöyle bildirilmiştir:
...O'na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o! (Rad Suresi, 18)

Fakat bu insanların cehenneme gireceklerini anladıklarında gösterdikleri bu çabanın hiçbir karşılığı yoktur. Allah onların bu girişimden bir sonuç alamayacaklarını şöyle haber vermiştir:
Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkar edenlerden de. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir. (Hadid Suresi, 15)

Elbette inkarcıların bu çabalarının sonuç vermemesinin önemli bir nedeni vardır. Allah onları dünyada iken cehennem azabını hatırlatarak uyarmıştır. Ve o gün hiçbir insanın bir diğerine yardım edemeyeceği, onu kurtarmak için hiçbir şey vermeyeceği, ayrıca verse bile bunun kabul edilmeyeceği konusunda onları uyarmıştır. İnsanları bu konuda uyarmak için Rabbimiz'in gönderdiği bir ayet şöyledir:
Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının. (Bakara Suresi, 48)

Ama onlar kendilerine yapılan her türlü uyarıya rağmen inkarda diretmiş ve bile bile kendilerine böyle bir son hazırlamışlardır. O gün kavrayacakları en büyük gerçeklerden biri kendi yaptıkları dolayısıyla cehennemi hak ettikleri olacaktır.
Bunu anladıklarında hissettikleri pişmanlık ise -Allah'ın dilemesi dışında- sonsuz hayatları boyunca hiçbir zaman kurtulamayacakları bir azap olacaktır. Çünkü artık çok önemli bir gerçekle yüzyüze gelmişlerdir. Eğer hayatlarını boş amaçlar yerine kendilerini ve herşeyi yaratan Rabbimiz'i razı etmeye adamış olsalar, bugün cehennemin kapısında değil cennetin yanında olacaklardır. Ama onlar doğru olanı yapmamışlardır ve bu yüzden de hüsranla karşılaşmışlardır.
Onlar için Allah'ın bir ayette bildirdiği gibi "kapıları kilitlenmiş bir ateş" (Beled Suresi, 20) vardır.
Yani cehennemin kapısından içeri girdikten sonra artık bu kapı üzerlerine kilitlenecektir. Ve bu kapının ardında Allah dilediği sürece yaşayacakları, sonu belli olmayan ateş azabı vardır. İnkarcılar için bu ateş azabından hiçbir zaman kaçma ya da kurtulma imkanı olmayacaktır. Allah onların atıldıkları bu ateşi "Hutame" olarak isimlendirmiştir. Hümeze Suresi'ndeki ayetler şöyledir:
Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir?
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.
Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar.
O, onların üzerine kilitlenecektir;
(Kendileri de) Dikilip-yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır)."(Hümeze Suresi, 5-9)


Milli Gazete