20 Kasım 2007 Salı

Darwin'i hasta eden Tavuskuşu

Tavuskuşu tüylerindeki desenlere bakan bir insan, bunlardaki güzelliklere hayran olmaktan kendini alamaz. Tavuskuşlarının tüylerinde ışığın farklı dalgaboylarını süzüp yansıtabilen küçük tüylerin bulunduğu hassas bir mekanizma bulunmaktadır. Tüylerin parlak renkleri pigmentler tarafından değil, iki boyutlu olan ve kristale benzeyen küçük yapılar tarafından üretilmektedir. Bu tüyleri bilim adamları elektron mikroskopları kullanarak optik incelemeler yapmışlardır. Hassas hesaplamalar sonucunda tüylerin her birinin kalınlığı, sıralanış şekli ve boyutlarının renklerin orta çıkmasında rol oynadığı anlaşılmıştır.

Erkek tavuskuşunun kuyruğunda hayranlık uyandıran renkler ve desenlerin oluşumunda kompleks fiziksel mekanizmalar etkilidir. Bu menakizmaların karışıklığına rağmen son derece kusursuz bir görünüm ortaya çıkmaktadır. Bilimadamları tüylerin bu yapısını teknolojiye adapte etmeye çalışmaktadırlar. Oxford Üniversitesi zooloğu ve aynı zamanda bir renklenme uzmanı olan Andrew Parker bu konuda şunları söylemektedir:
“Tavuskuşu tüylerindeki fotonik kristallerin keşfedilmesi, bilimadamlarının bu yapıları ticari ve endüstriyel uygulamalara adapte etmesini sağlayacak olabilir. Bu kristaller telekomünikasyon araçlarındaki kanal ışıklarında ya da yeni ince bilgisayar çipleri üretmede kullanılabililirler”. (“Physics Plucks Secret of Peacock Feather Colors”)

Darwin, teknolojiye ilham veren tavuskuşu tüylerinin, evrim teorisini çıkmaza soktuğunu görmüştür. Darwin tüylerdeki kusursuz yaratılışı görmüş ve bu yaratılışın evrim teorisi ile açıklanamayacağını anlamıştır. Arkadaşı Asa Gray'e yazdığı 3 Nisan 1860 tarihli mektupta şöyle demiştir :

"…Şimdilerde ise doğadaki bazı belirgin yapılar beni çok fazla rahatsız ediyor. Örneğin bir tavuskuşunun tüylerini görmek, beni neredeyse hasta ediyor. " (Pat Shipman, "Doubting Dmanisi", American Scientist, Kasım-Aralık 2000, s. 491)

Evrim teorisi daha en baştan tavuskuşunun kuyruğundaki benzersiz tasarımı açıklayamamaktadır. Ayrıca bilimsel çöküşünün yanı sıra teorinin bu mükemmelliğe bakış açısı kendi içerisinde yanılgılar ve çelişkiler ile doludur. Örneğin evrim teorisine göre erkek tavuskuşu çiftleşmek için bazı estetik özellikler geliştirir. Ancak estetik özellikler, tavuskuşunun tüylerinde olduğu gibi, çoğunlukla korunma, kaçma, kamuflaj gibi konularda canlıya dezavantajlar getirir. Bu durumda, erkek çiftleşmek için bir avantaj sağlamış olsa bile hayatta kalma ihtimali azalacağı için, evrimsel açıdan bir kazanç sağlamamış olacaktır. Ayrıca evrim teorisine göre dişi tavuskuşu olağanüstü bir estetik anlayışına sahiptir, estetik yönden değerlendirme yapabilir, karar verme yeteneğine sahiptir. Bunlar elbette ki son derece mantıksız bir iddialardır. Dişi tavuskuşu uzun kuyruk gibi bariz özellikleri tercih edebilir veya uzun ve kısa kuyruğu birbirinden ayırdedebilir. Ancak, erkek tavuskuşlarının tüylerinde kolaylıkla farkedilemeyecek kadar ince detaylar da bulunmaktadır (göz deseninin üst kısmında sap olmaması, göz deseninin yakınındaki sapın kahverengi olması ve T tüylerinin karmakarışık şekli gibi). Bu ince detaylardaki değişiklikleri ayırdedebilmek içinse olağanüstü detaylı bir gözlem gerekmektedir ve birçok insan yakından incelese dahi bu özellikler arasındaki farklılıkları ayırdedemez. Fakat dişi tavuskuşları, erkek tavuskuşları arasında güçlükle ayırdedilebilecek olan estetik özelikleri kolaylıkla farkederler.

Darwin'in kendisi de, erkek tavuskuşları arasında güçlükle ayırdedilebilecek olan estetik özelliklerin bir sorun olduğunu anlamıştır. Ve şöyle demiştir:
"Birçokları dişi bir kuşun ince gölgeleri ve mükemmel desenleri takdir etme yeteneğinin kesinlikle akıl almaz olduğunu söyleyecektir. Dişi tavuskuşunun neredeyse bir insan kadar zevk alma yeteneği olması şüphesiz fevkalade bir olaydır." (Charles Darwin, The Descent of Man, John Murray, London1888, s. 412)

Dişi tavuskuşunun sanatsal bir ayırım yapma özelliği olduğuna dair hiçbir delil bulunmamasının yanı sıra, evrimcilerin bir kuştan böyle olağanüstü bir yetenek beklemeleri ise son derece şaşırtıcıdır.

Evrimciler tavuskuşlarının tüylerinin nasıl oluştuğu sorusuna cevap verememektedirler. Çünkü canlının sahip olduğu muhteşem tüylerin tesadüfi mutasyonlarla oluşması kesinlikle imkansızdır. Evrimciler bu konuda Darwin'in itiraf ettiği gibi "hasta" olmaktadırlar. Çünkü doğadaki kusursuz yaratılış delillerini, olağanüstü komplekslikteki yapıları biraz bile düşündüklerinde boyun eğecekleri, gönülden teslim olacakları, üstün bir güç ve akla sahip olan Yaratıcımızın varlığını açıkça görmektedirler. Ne var ki, şartlanmışlıkları ve büyüklük duyguları nedeniyle bu gerçeği kabullenememekte ve bundan dolayı büyük bir rahatsızlık duymaktadırlar. Allah, kusursuz yaratmasını bir Kuran ayetinde şöyle bildirmektedir :
“O Allah ki, Yaratan'dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24)

Milli Gazete