18 Ağustos 2009 Salı

Darwin Kambriyen Fosilleri İle Karşılaşınca Hüzne Kapılmıştı

Gülay Pınarbaşı
Evrim teorisinin olanaksızlığı günümüzde pek çok yönden ispatlanmış olsa da hala bir takım kişi ve kurumlar bu delillere gözlerini ve kulaklarını kapamaktalar. Bu kişi ve kurumlar evrim teorisini bir saplantı haline getirip, bilimden kopmaları dolayısıyla içine düştükleri acıklı durumun halkımızca açıkça görüldüğünün farkında değiller.
Son on yıla kadar insanların bir bölümü Darwin’in kaleme aldığı kitapların bilimsel bir değeri olduğunu sanıyorlardı. Mikroskobun olmadığı bir dönem olması dolayısı ile hücrenin içi su dolu bir kese olduğunu ve çamurlu su içerisinde tesadüfen oluştuğunu düşünen Darwin, bu gerçek dışı düşüncesini temel edinip fikirlerini oluşturdu. Bilimsellik ile hiçbir ilgisi olmayan sadece gezi notları sayılabilecek özellikte olan bu kitaplar evrimci bilim adamlarının tekelinden çıkarılıp halka arz edildiği zaman evrim teorisinin şişirilmiş bir balon olduğu ortaya çıktı. Bunu ortaya çıkaran başlıca meselelerden biri Darwin’in kitaplarında sürekli teorisinin nasıl bir çıkmazda olduğu, aklının nasıl karışık olduğu, teorisinden nasıl soğuduğu, birtakım gerçeklerle karşılaşınca nasıl üzüntüye kapıldığını ifade eden cümleler olmuştur.
Kambriyen fosilleri Darwin’i ve teorisini perişan eden delillerden biridir. Darwin zaten ilk baştan beri teorisinin mükemmel yapıları ve komplekslikleri açıklayamadığının farkındaydı. Bu nedenle göz gibi 40 ayrı parçanın aynı anda var olması ile ancak işlevini görebilecek bir sistemin varlığı Darwin’i teorisinden soğutmuştu. Gözün retina, kornea, mercek gibi kompleks tüm yapıları bulunsa sadece göz sıvısının var olmaması halinde bile göz işlevini yitirmektedir. Gözü oluşturan bu 40 parçanın birlikte hareket edip bir mili saniyede 1,5 milyon elektrik sinyali mesajını yakalamasını, beyne teslim etmesini ve bu mesajı yorumlayabilmesini yapay olarak gerçekleşebilmesi için süper hız-kapasite bilgisayarlardan düzinelercesinin kusursuzca programlanması ve hatasız aynı anda çalışması gerekmektedir
Darwin’in içinde bulunduğu çıkmaza umut ettiği gibi yeryüzünde asla bir ilkel göz yapısı bulunmadığı eklenince Darwin iyice hüsrana uğramıştır. Tanınmış evrimi Stephen Jay Gould bu konuda şöyle söylemektedir:
Fosil kayıtları Darwin’e mutluluktan çok hüzün getirdi. Hiçbir şey onun neredeyse tüm kompleks dizaynların ortaya çıktığı Kambriyen patlamasından daha çok rahatsız etmedi. (The Panda’s Thumb, s.238-239)
Kambriyen dönemi yani canlı fosillerinin yeryüzünde görüldükleri ilk zaman diliminde (530 milyon yıl öncesi) ilkel göz yapılarının bulunduğunu söyleyen kişilerin meslekleri bilim adamı bile olsa yalan söylemekte oldukları ispatlanmıştır. 530 milyon yıl önce trilobitlerin gözleri günümüz sineklerinin veya yusufçuklarının mükemmel petek gözü yapısı ile aynı idi. Bugün yusufçuk gözü dünyanın en iyi böcek gözü olarak kabul edilmektedir. İnsanlığın bilgice en yüksek seviyeye ulaştığını kabul ettiğimiz 21. yüzyılda, çok yüksek hızda uçarken mükemmel görme yeteneği sayesinde ani manevralar yapabilen yusufçuğun tüm yapısı uçak endüstrisi tarafından araştırılmaktadır.
Trilobitte üç binden fazla mercek, üç binden fazla farklı görüntünün canlının beynine ulaşması anlamına gelmektedir. Bu da, 530 milyon yıl önce yaşayan bir canlının göz ve beyin yapısının ne kadar büyük bir kompleksilğe sahip olduğunu ve evrimle hiçbir şekilde meydana gelemeyecek kusursuz bir yapı sergilediğini açıkça göstermektedir.
Bu yazıca belirtilen evrim teorisini yıkan milyonlarca delilden yalnızca biridir, ancak görüldüğü gibi tek bir tanesi bile evrimin büyük bir aldatmaca olduğunu ispatlayacak niteliktedir. O zaman bu dev gerçeğe rağmen bir kısım insanların evrim inancını yalanlarla savunuyor ve halkımızı aldatmaya çalışıyor olmasının nedenin ne olduğunu düşünmek gerekmektedir. Bu konuda Kuran’da bildirilen bir ayet bizlere cevap olmaktadır:
“Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir.” (Mümtehine Suresi, 2)