23 Ekim 2007 Salı

Hiçbir zaman tek başınıza değilsiniz - 2

Akarlar, yaşamları süresince toplam dört aşamadan geçerler. Yumurta, larva, nemf aşaması ve yetişkinlik. Yetişkinler bir kere derilerini değiştirirler.

Yumurtadan yetişkinliğe uzanan bu dönem yaklaşık 1 ay sürer. Yumurtlayan dişilerin nüfusu da her hafta 25-30 kadar artar. Yetişkin akarlar, ortamın nem seviyesi ve ısısına bağlı olarak 2 ay kadar yaşayabilirler.

Akarlar su içmezler ama havadan ve ortamdan aldıkları nemi emerler. Bu nedenle bulundukları çevredeki nem onlar için önemlidir. % 70-80 gibi oldukça yüksek orandaki nemden ve yaklaşık 270C sıcaklıktan hoşlanırlar. Böylesine uygun bir ortam bulduklarında sayılarını oldukça artırabilirler. Örneğin yarım hektarlık bir otlak toprağında 6.000.000 kadar üyeleri bulunabilmektedir.

Varlığından eser olmayan bu canlının bedenine Allah, birbirinden kapsamlı, çeşitli ve aynı zamanda kompleks organlar yerleştirmiştir.

Bunların hiçbirinin birbiriyle bağlantısı atlanmamıştır, canlının yaşaması için gerekli olan her sistem kusursuzca mikroskobik bedeninde yaratılmıştır.

Daha yüzlerce detayı olan bu sistemlerden sadece bir tanesini, bir mideyi veya sinir sisteminin tek bir mikroskobik ağını acaba sahte evrimin hayali mekanizmaları meydana getirebilir mi?

Kuşkusuz bu imkansızdır. İşte bu nedenle küçücük bir akarın sahip olduğu her detay bir kez daha evrim teorisine vurulmuş önemli bir darbedir.

Burada belki de zihnimizi meşgul etmesi gereken soru şu olmalıdır: Acaba bir mikroorganizmanın vücut sistemlerine, kan pompalayan kalbine veya sinir ağlarından oluşan beynine mi, yoksa bunların hiçbirine sahip olmadığı halde dünyaya besin ve oksijen sağlayan, işbölümü yaparak kendisine besin elde eden ve kimi zaman vücudumuzu zehirlenmekten korurken kimi zaman da toprağa mineral üreten tekhücrelilere mi şaşırmak gerekir?

Bunların hepsi üstün yaratıcımız olan Allah’ın sonsuz aklının, sonsuz sanatının, sonsuz ilminin benzersiz tecellileridir. Günler geçtikçe, teknoloji ve bilim daha fazla ilerledikçe bu sanat eserlerine yenileri eklenecek, şu an bizlere gizli olan yeni keşifler ortaya çıktıkça bu üstün yaratılış gerçeği pekişecektir.

Ortaya çıkan her keşifte Darwinistler teorilerini çürütecek yepyeni delillerle karşılaşacaklardır. Allah Kur’an’da şöyle buyurmuştur:

Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nahl Suresi, 17-18)