6 Mart 2007 Salı

Birbiriyle uyum içinde yaratılmış olan canlılık -2-

İnsan hiç bir eksik parçası bulunmayan bir yap-bozu gördüğü zaman, bunu mutlaka bir kişinin bir araya getirdiğini düşünür. Rüzgarın itme kuvvetiyle yap-boz parçalarının biraraya gelip anlamlı bir görünüm oluşturabileceği fikri doğal olarak çok mantıksız bulunur. Ancak evrimciler kartondan meydana getirilen bir yapbozla mukayese dahi edilemeyecek bir muazzamlıktaki yeryüzündeki ve gökyüzündeki yaratılış harikalarının rüzgarın, şimşeğin, güneşin ve geçen zamanın etkisiyle oluşmuş olabileceğini iddia ederler. Ayrıca evrimciler tüm canlıların varlıklarını sürdürebilmek için birbirlerine bağımlı bir biçimde yaratılmalarının, “bu canlıların tek bir aklın ürünü oldukları” anlamına geldiğini düşünmezler. Mercan resiflerinde yaşayan hayvanlar da, Allah’ın birbirlerini tamamlayacak, birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yarattığı canlılardandır.

Mercan resifleri genellikle besin maddeleri açısından fakir sularda bulunurlar. Resiflerin nasıl bu sularda gelişmeyi başardıkları sorusu uzun zamandır merak konusu olmuştur. Son araştırmalara göre, resiflerdeki tür zenginliğinin nedenlerinden biri, söz konusu canlıların muazzam bir verimlilik ve iş birliğiyle çalışmasıdır. 18 Ekim 2001 tarihli Nature dergisinde yayımlanan bir araştırma, mercan resiflerinin oyuklarında yaşayan çeşitli sünger, midye, halkalı solucan türlerinin ne kadar önemli olduklarını ortaya çıkarmıştır. Çoğu küçük boyutlarda olan bu canlılar, bitkisel planktonları süzerek mercan hayvanlarının ihtiyaç duyduğu amonyak ve fosfat gibi maddeleri salgılamaktadırlar. Çöpçü balıkları ve temizlikçi karidesler balıkların üzerindeki parazitlerle beslenirler. Kısacası, resif oyuklarında yaşayan binlerce küçük canlı türünden oluşan sistem, eşsiz bir filtre istasyonu gibi hizmet vermektedir.
Mercan hayvanları, dokularının içindeki tek hücreli algler (zooxanthellae) ve dış yüzeyindeki yeşil algler ile ortak yaşam sürerler. Mercan hayvanları, alglerin fotosentez yaparak ürettikleri besinin bir bölümünü alırlar. Algler ise, ihtiyaç duydukları besleyici maddeleri mercan hayvanlarından temin ederler. Aynı zamanda mercan, alg için güvenli bir yaşam ortamı oluşturur.

Özellikle akvaryum hobisi olanlar çok iyi bilirler ki, tropikal deniz balıklarını ve mercanları akvaryumda beslemek oldukça zordur. Bunun başlıca nedeni, bu canlıların resiflerdeki doğal ortamını akvaryumda kesintisiz bir şekilde meydana getirmenin zorluğudur. Bir deniz akvaryumundaki tuzluluk, sıcaklık, pH, ışık, oksijen oranları, suyun kimyasal bileşimi belirli değerler arasında tutulmak zorundadır. Bir deniz akvaryumundaki mercan ve balıklar, ortamdaki küçük değişimlerden olumsuz etkilenmeye oldukça açıktırlar. İdeal koşullar teknolojik cihazlar tarafından hassas ve sürekli olarak ayarlanmadığı takdirde hayvanlar ölürler. Bu kadar hassas dengelerle hayatta kalabilen resif canlıları yaratılış harikası varlıklardan sadece bir kısmıdır.
Okyanus dibindeki diğer bir ekosistem ise sıcak su kaynaklarıdır. Bu kaynaklar, dünyanın kabuğundaki yarıklardan, içinde çeşitli minerallerin bulunduğu sıcak suyun çıktığı yerlerdir. 20. yüzyılın sonlarında keşfedilen bu kaynakların çevresinde şimdiye kadar 300'den fazla yeni tür saptanmıştır. Bazıları parlak kırmızı renk tüylere sahip birkaç metre uzunluğunda büyük boru solucanları, dev istiridyeler, midyeler, ahtapotlar ve farklı görünümlerdeki omurgasızların bir arada yaşadığı ortam, araştırmacıların oldukça ilgisini çekmiştir. Bu canlıların besinlerini nasıl sağladığı sorusuna cevap aranırken daha da hayret verici gerçekler ortaya çıkmıştır.

Sıcak su kaynağının çevresindeki ekosistemde bulunan boru solucanı, bildiğimiz solucanlardan çok farklı bir türdür; ağzı ve sindirim sistemi yoktur. Dokularının içinde yaşayan bakteriler sayesinde besin ihtiyacını karşılar. Boru solucanının her 28 gramlık dokusu 285 milyar bakteri içerir. Bu bakteriler kemosentez yapar; yani sıcak su kaynağından çıkan kimyasal maddeleri besine dönüştürür. Boru solucanı da bu besini değerlendirerek yaşar.

Denizin metrelerce altında varlığından bile haberdar olmadığımız bu canlıların birbirleriyle uyumlu yaratılışı Allah’ın varlığının delillerindendir. Tüm canlılar rızıklarıyla beraber yaratılmıştır. Yiyebileceği birşeyi yeryüzünde yaratılmadığı için ölen hiç bir canlı yoktur. Ve unutulmamalıdır ki, milyonlarca çeşit canlının hepsinin birbirlerinden bambaşka beslenme şekilleri vardır. Allah bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır. O, işitendir, bilendir.(Ankebut Suresi, 60)

Yukarıda sayılan canlıların her birinde çok üstün bir aklın ve çok büyük bir ilmin açık delilleri görülmektedir. Doğanın tamamında sergilenen bu akıl ve mükemmel uyum, evrendeki herşeyin Yaratıcısı olan Allah’a aittir. Allah’ın kusursuz yaratışı bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir,'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)

Milli Gazete