10 Ekim 2006 Salı

"“Yanlarında kitabın ilmi bulunanlara" düşen sorumluluk

İnkâr edenler şöyle derler: ‘Sen gönderilmiş (Allah’ın bir elçisi) değilsin.’ De ki: ‘Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter ve yanlarında kitabın ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilir).’ (Rad Suresi, 43) Ahir zamanın tüm alametleriyle yaşandığı bu dönemde, kendilerini Müslüman olarak kabul eden, Allah’a iman eden ve O’nun dinine teslim olan her insanın önünde çok önemli bir sorumluluk vardır: Allah için birlik olmak. Allah, tarih boyunca elçileriyle kavimleri uyarmış, onların kendi üzerlerinde ve çevrelerinde ayetlerini görebilmeleri için öğüt ve hikmet yüklü bir çok olay var etmiştir. Günümüzde yaşanan olaylar da tüm İslam âlemi için çok önemli işaretler ve hikmetler içeren önemli gelişmelerdir. Özellikle Ramazan ayının yaklaştığı ve maneviyatımızın Rabbimiz için tutacağımız oruç ibadetiyle daha da güçleneceği bu müjdeli günlerde, tüm iman edenlerin Allah’ın bizlere bildirdiği bu emrini yerine getirmesi farzdır: “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...” (Ali İmran Suresi, 103) Cinayetlerin arttığı, zulmün ve işkencenin yoğunlaştığı, inkar edenlerin dinsizlik akımlarını iman edenlerin arasında yaygınlaştırmak için açık ve gizli ittifak ettiği böyle bir dönemde, hangi mezhepten, tarikattan ya da cemaatten olursa olsun, Allah’a iman ettiği, Allah için namaz kıldığı ve oruç tuttuğu, Allah’ın dinine uygun hayat sürdüğü için tüm Müslümanların birbirlerini sevmeleri, birbirlerini gözetmeleri ve iyilikleri için yardımlaşmaları gerekir. Allah’ın ayetinde bildirildiği gibi iman edenlerin birbirlerine sımsıkı sarılmaları, saygı ve sevgiyle, iman coşkusuyla birlik olmaları esastır. Allah, Kur’an ayetlerinde Müslümanların birbirleriyle kardeş olduklarını, mümin erkeklerin ve kadınların birbirlerinin velileri olduklarını bildirmiştir. Bu yüzden Müslümanlar için tanıdığı veya tanımadığı, fakat Allah’a iman ettiğini, Kur’an’ı hak kitap olarak kabul ettiğini, kadere ve ahirete inandığını, Allah’a teslim olup Müslüman olduğunu, Allah’ın meleklerine ve elçilerine iman ettiğini söyleyen herkes dinde kardeşleridir. Allah için yaşayan Müslümanlar için bu büyük bir müjde olduğu gibi aynı zamanda önemli bir sorumluluktur. Bu demektir ki, dünya üzerinde bulunan bir buçuk milyar Müslüman, birbirlerinin kardeşleridir. Allah’ın emrettiği gibi dağılıp ayrılmadıkları ve Kur’an ahlâkını yaşamakta kararlı oldukları takdirde, tüm dünya şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir dayanışmaya şahit olacaktır. Böylece Allah’ın bildirdiği güzel ahlâkın yaşanmasıyla Müslümanlar kötülüğü iyilikle uzaklaştıracak, en güzel sözü söyleyecek, birbirlerini affederek ve hoşgörerek yeryüzünde belalara sebep olan fitnelerin kaldırılması için çok önemli bir ibadeti yerine getirmiş olacaklardır.