2 Ağustos 2011 Salı

Tüm dünya Müslümanları Ramazan Ayı'nı karşılıyor

Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların Ramazan ayını kutlar, bu mübarek ayın tüm inananlara bereket, hayır, huzur ve öncelikle de barış getirmesini gönülden temenni ederim. Ramazan ayı, tüm insanlığa bir rehber olarak gönderilen Kur'an'ın indirildiği ve içinde "bin aydan daha hayırlı" (Kadir Suresi, 3) olduğu bildirilen Kadir Gecesi'nin bulunduğu bir bereket ayıdır. Bu ay boyunca dünya üzerindeki tüm müslümanlar adeta tek bir vücut halinde oruç ibadetlerini yerine getirir, verdikleri nimetler için Rablerine şükrederler. Allah, Bakara Suresi'nde Ramazan ayı ile ilgili şu şekilde buyurmaktadır:

Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara Suresi, 185)

Oruç ibadetinin Allah'ın razı olacağı şekilde yerine getirilmesi, güçlü bir imanın, ihlasın, samimiyetin ve Allah korkusunun göstergesidir. Çünkü oruç Allah ile kul arasındaki bir ibadettir. İnsanın bu farzı yerine getirirken ne niyette olduğunu, samimiyetini, ihlasını, haram ve helalleri uygulamada gösterdiği titizliğini ancak Allah bilmektedir. Bir kişinin çevresindekilere gösteriş amaçlı, ya da samimi bir niyetle orucunu tutup tutmadığını hiçkimsenin bilmesi mümkün değildir. Oruç tutan kişinin bu ibadetinin karşılığı ancak Allah katındadır. Peygamber efendimiz de iman edenleri bir hadisinde şu şekilde müjdelemiştir: "Bu ayı oruç tutarak, ibadet ederek ve hayır için harcamada bulunarak geçirenlere ne mutlu!" Allah orucun farziyetini Bakara Suresi'nde şu şekilde bildirir:

Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. (Bakara Suresi, 183)

Ayette de bildirildiği gibi orucun farz kılınma nedenlerinden biri insanların sakınmaları, yani kötülüklerden uzak durup, nefislerini terbiye etmeleridir. Bunun tek yolu da Allah'a samimi bir kalple iman edip, O'nun emir ve tavsiyelerine uymak, vicdanının sesini dinleyip, nefsin kışkırtmalarından uzak durmaktır. Böyle bir kişinin ahlakı zaman içinde güzelleşecek, imanı olgunlaşacak ve Allah korkusu daha da güçlenecektir.

Ancak önemli olan Ramazan ayında kazanılan ihlaslı imanın, samimi duanın, Allah'ı zikretmede gösterilen titizliğin, nefsi terbiye konusundaki dikkatin bu ay bitiminde zayıflamamasıdır. Güçlü bir imana sahip olan insan, Ramazan ayındaki üstün ahlakını hayatının her anına yaymasıdır. Allah orucu sayılı günlerde farz kılmış ve insanların sakınmalarını emretmiştir. Ancak insan tüm hayatı boyunca kötülüklerden sakınmalı, vicdanının sesini dinlemeli, salih bir niyetle Allah rızası için gayret göstermeli ve sadece Allah'a yönelip dönmelidir. Bu, Allah'ın razı olacağı bir ahlaktır. Aksi bir tavır, yani sadece Ramazan ayında ibadet edip, dua edip, Allah'I zikredip, bu mübarek aydan sonra Kur'an'da bildirilen gerçeklerinden uzaklaşmak Allah'ın insanları menettiği bir ahlaktır. Çünkü insan hesap gününde küçük ya da büyük tüm yaptıklarından sorulacak ve bunlardan eksiksizce karşılık görecektir. Kötülüklerden sakınıp vicdanının sesini dinleyenler kurtuluş bulanlar, inkar edenler ise sonsuz cehennem azabıyla karşılaşacak olanlardır.