19 Ocak 2010 Salı

Allah’ın Sevgili Kullarına Nasip Ettiği Hikmetli Anlatımın Olağanüstü Etkisi

Kur'an'ın, "Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir..." (Bakara Suresi, 269) ayetiyle hikmetin önemine ve insanlar için büyük bir nimet olduğuna dikkat çekilmektedir. Gerçekten de hikmet sahibi bir insan, Allah'ın izniyle dini en güzel şekilde yaşayabilmekte, Allah'ın en razı olacağı konuşmaları yapabilmekte, insanlara Kur'an ahlakını en anlaşılır ve en etkili bir biçimde anlatarak çeşitli hayırlara vesile olabilmektedir. Böyle bir insanla muhatap olan kimseler, bu kişinin hikmetli yorumları sayesinde olayların fark edemedikleri yönlerini görebilmekte, akledemedikleri akılcı davranışlara yönelebilmektedirler.

Allah, samimiyetlerine karşılık müminlere en güzel, en doğru ve en hikmetli konuşmaları yaptırır. Çünkü bu mümin kimseler olaylara Kur'an'ın gösterdikleri dışında başka bir izah getirmezler. Allah'ın hikmetli sözleri ise insanların ruhlarında ve kalplerinde çok büyük etkiler meydana getirir.

Müminlere karşı gelme niyetinde olan kimseler iman edenlerin konuşmalarındaki hikmeti ve etkileyiciliği görmek istemez ve bunları çeşitli iftiralarla örtmeye çalışırlar. Kişinin konuşmalarına bu üstünlüğü kazandıranın Kur'an ayetlerindeki hikmet olduğunu kavrayamadıkları için altında mutlaka bir olağanüstülük aramaya kalkarlar. Oysa bunlar Kur'an'a uyan ve onu kendisine rehber edinen her insanın kolaylıkla kazanabileceği imani özelliklerdir. Ancak iman etmeyenler bu durumu anlayamazlar.

Bu duruma Ku'ran'da da pek çok örnek verilmiştir. Örneğin Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in etkili ve hikmetli konuşmaları karşısında inkar edenler ve müşrikler büyük bir şaşkınlığa kapılmışlardır. Geniş kitlelerin, kısa süre içerisinde Peygamber Efendimizin konuşmalarından etkilenip ona tabi olmuş olmaları bu insanları büyük hayrete düşürmüştür. Hz. Muhammed (sav) konuşmalarını etkili ve hikmetli kılanın Kur'an ayetleri olduğunu kavrayamadıkları ya da belki de bu durumu kabullenemedikleri için Peygamberimiz (sav)'i büyücülük, şairlik gibi olmadık iftiralarla itham etmeye kalkışmışlardır. O'nun sözlerini dinleyerek iman eden insanların kalplerine imanı ve etkilenme gücünü veren Allah'tır. Allah'ın büyüklüğünü takdir edemeyen insanlar etkiyi ve hikmeti başka yerlerde aramakla büyük bir gaflete düşmüşlerdir.

Ayetlerde Allah'ın hikmeti dilediği kimseye verebileceğine ve hikmetin Allah'ın elçilerinin de önemli özelliklerinden biri olduğuna dikkat çekilmektedir. Örneğin "...Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik." (Sad Suresi, 20) ayetiyle Hz. Davut'a Allah Katından özel bir hikmet ve anlatım çarpıcılığı verildiği bildirilmektedir. "Yoksa onlar, Allah'ın Kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu Biz, İbrahim ailesine kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk de verdik." (Nisa Suresi, 54) ayetiyle de Hz. İbrahim'e hikmet verildiğinden bahsedilmektedir.

Hikmetli konuşan Müslümanların çevresindeki kişiler kendiliğinden bu hikmetin etkisi altına girerler. Allah'ın nasip ettiği bu nimet vesilesiyle dünya hayatının geçiciliği, ölümün yakınlığı, ahretin gerçekliği, Allah'ın rızasını kazanmanın önemi gibi imani konuları çok hızlı kavrarlar ve hayatlarında uygulamaya niyet ederler. Hikmetli konuşmalar karşısında inkarcı kişilerin söyleyecek hiçbir sözleri kalmaz. Hz. İbrahim'in kavmi hikmetli anlatım karşısında fikren yenilgiye uğramış inkarcı kavimlerden biridir. Müslümanlar Kur'an'a uygun konuşmalar yaptıkları müddetçe de karşılarına gelen tüm inkarcı fikir sistemleri yok olmaya mahkumdur.

"Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim'le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da: "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim: "Şüphe yok, Allah güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkarcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Bakara Suresi, 258)