5 Mayıs 2009 Salı

Sevgi ve Güven Eksikliğinden Kaynaklanan Ekonomik Kriz

İslami İlimler Araştırma Vakfı geçtiğimiz günlerde Dünya ekonomisine 4 trilyon 100 milyar dolar kaybettiren küresel krizin, ahlaki değerlerin yerle bir olmasıyla insanların arasında meydana gelen güven bunalımından kaynaklandığını açıkladı. Çözüm olarak da insanlığın iş ve sosyal yaşamında ahlaki değerleri ön plana çıkarmanın gerekliliğini gösterdi.

İSAV’ın düzenlediği bu toplantıya Türkiye, Malezya, İngiltere ve Almanya’dan bilim adamları katıldı. Toplantıda yapılan tebliğde şu ifadeler yer aldı:

“Sorun daha derinlerde yatan güven unsuruyla alakalı gözükmektedir. Asırlar süren bir tecrübe sonunda inşa edilmiş güven unsurunun sarsıldıktan sonra yeniden tesisi çok zordur. Son ekonomik krizin de ortaya koyduğu üzere liberalizm bencil, sadece kendi çıkarlarını düşünen, başkalarına ve topluma karşı sorumluluk bilinci zayıf bireyler ortaya çıkarmaktadır.” (http://www.timeturk.com/krizin-kaynagi-modernizm-67033-haberi.html)

Bugün yaşanan ekonomik krizin çözümü için dünyanın bütün ekonomistleri, bütün devlet adamları ve bilim adamları bir araya gelmektedirler. Para basmaktan, faizlere sıfırlamaya kadar pek çok çözüm düşünülmektedir. Ancak alınan tedbirlerle bu krizin önüne geçilemediği görülmektedir. Çünkü Allah sevgisinin bulunmadığı bir yerde insanlara karşı da sevgi olmamaktadır. Allah korkusunun olmadığı yerde güven de olmamaktadır. Güven ve sevginin olmadığı yerde ise ekonomik kriz kaçınılmazdır. Çünkü insanlarda üretim arzusu ortadan kalkmıştır, egoistlik ve bencillik hakim olmuştur. Herkes kendini kurtarmanın peşine düşmüştür. Hatta çoğu insan çocuğunu, karısını, ailesini de bırakıp sadece kendisini kurtarmanın peşindedir. Bu nedenle parayı tutar ve saklar.

Günümüzde de bu ruh hali içerisinde yaşadığı bencilce korkudan dolayı fabrikası veya işyerini satıp paraya dönüştüren, bu parayı da bankaya bile yatırmaktan korkup, saklayan pek çok kişinin haberleri gelmektedir. Saklanan para bulunduğu yerde adeta ölmektedir. Böylece bütün sistem ölüme doğru gitmektedir.

Ekonomik krizin etkisini tüm şiddetiyle yaşayan ülkelerde insanlar dünya hırsıyla ve yarın endişesiyle paralarını tutmaktadırlar. Üreticiler de ‘malımı satamam, para kazanamam, kredi alamam’ korkularıyla üretimi durdurmaktadırlar. Bir kısım üretilmiş mallar fabrika depolarında stoklanmış durumda, piyasaya çıkartılmamaktadır.

Bu tip egoist ve bencil insanlar topluma hakim olduğunda ise toplum manevi ölümü yaşamaktadır. Bu toplum yapısı ekonomiği de söndürmekte, öldürmektedir. Kendi çıkarını koruma ve gelecek kaygısı içinde bitap olmuş insanlar daimi bir korkuya sürüklenmektedirler. Korku içinde olan toplum bireylerinin birbirlerine güvenemeyeceği çok açıktır. Mal üretmeyen veya mal satın almayan insanlar bir nevi hayata küsmektedir. Böylece ekonomik yönüyle hayat durmaktadır. İnsanların vahşi kapitalizm ruhundan uzaklaşmaları toplumun hürleşmesini sağlayacaktır. Yani toplumun üzerindeki baskı kalkacaktır.

Bu kriz için çözüm düşünürken insanın manevi bir varlık olduğunu unutmamak çok önemlidir. İnsanın manevi güçlerinin kırılması topluma çok büyük zarar vermektedir. İnsanların Allah’a iman etmeleri, O’na güvenmeleri, geleceğinin Allah tarafından yaratılacağını bilmeleri toplumda ümitvar, neşeli ve huzurlu bir atmosfer oluşturacaktır.

Türk milli kültürünün özü, milletçe mukaddes saydığımız manevi değerler, yani inançlardır. Bu değerler milletimizin her alanda muvaffak olabilmesi için vazgeçilmez birer ihtiyaçtır. Ekonomik krize ve gerek sosyal, gerek siyasal alanda tüm krizlere karşı Türk milletinin emniyeti sahip olduğu manevi değerlerdir. Türk milletinin tarihine baktığımızda bu değerlendirmelerin ne derece isabetli olduğunu kolayca müşahade etmekteyiz. Türk Milleti'nin tarihinde yer alan tüm güçlü ve kalıcı devletler, özellikle de 6 yüzyıl boyunca dünyanın en büyük siyasi güçlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu, manevi değerlere bağlılıktan gelen bir güç üzerine yükselmiştir. Anadolu’dan çıkan o sımsıcak sevgi, güven, dostluk ortamı aziz milletimizin bu krizden yara almadan atlatmasını sağlayacaktır.

Milli Gazete