11 Eylül 2007 Salı

Allah’ın Sorumluluk Yüklemedikleri

Allah'ın insanlar için, yaratılışlarına en uygun olarak seçtiği din, İslam dinidir. Allah dinini insanların yaşayabilmesi için çok kolay kılmıştır. Din, insanların üzerindeki tüm külfeti, kısıtlayıcı ve sınırlayıcı, insanlara zorluk getiren ağırlıkları kaldırır. İnsanın sadece sonsuz merhametli, şefkatli, bağışlayıcı, salih kulları için herşeyi hayırla yaratan, tüm gücün sahibi olan Allah'ın kendisi için belirlediği kadere teslim olmasını, herşeyde sadece O'nun rızasını arayarak O'na yönelmesini bildirir.

Evrendeki her varlığın ve gerçekleşen her olayın sahibi olan Allah'a güvenip dayanmak ve O'nu dost edinmek, bir insanın hayatındaki tüm korkuların, endişelerin, sıkıntıların ve zorlukların da sonu demektir. Dini yaşayan bir insan için dinin getirdiği en önemli kolaylık ve güzelliklerden biri budur. Bunun dışında Allah, tüm emir ve hükümlerini insanların fıtratlarına en uygun şekilde bildirmiştir ve hiçbirinde bir zorluk bulunmamaktadır. Allah, Kuran'da dininin kolay olduğunu, dinine tabi olanların işlerini kolaylaştıracağını şöyle bildirir:
"Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız." (A’la Suresi, 8)
"… O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dininde olduğu gibi..." (Hac Suresi, 78)

Peygamberimiz de, bu ayetler doğrultusunda "Din kolaylıktır." (Buhari, Iman: 29; Nesai, İman: 28; Musned, 5:69) diye buyurarak, insanları dini yaşamaya davet etmiştir.
Allah'ın merhametinin bir tecellisi olarak, güç yetiremeyecek olanlara diğer insanlara yükletilen sorumluluklar yüklenmemiştir. Allah bunu bir ayetinde şöyle bildirir:
Kör olana güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü’ne itaat ederse, (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de sırt çevirirse, onu acı bir azab ile azablandırır. (Fetih Suresi, 17)

Allah sakatlığı olan insanların ibadet sorumluluklarını kaldırırken rahmetini ve sonsuz şefkatinin bir kanıtını daha insanlara göstermektedir. Bir ayette Allah'ın insanlara güçlük çıkarmadığı ve bunun O'nun şefkatinin ve merhametinin bir göstergesi olduğu şöyle ifade edilmektedir:
…Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Bakara Suresi, 220)

İnsanların birçoğunun din hakkındaki bilgileri, küçüklüklerinden itibaren çevrelerinden edindikleri kulaktan dolma bilgilere dayalıdır. Dini, gerçek kaynağından yani Kuran'dan öğrenmedikleri için de, sakatlığı olan insanlar için dini yaşamanın zor olduğunu sanırlar. Allah evrendeki herşey gibi insanı da yoktan var etmiştir. İnsanı en iyi tanıyan, ona şah damarından daha yakın olan Allah, dini de bedeni olarak güçlü veya güçsüz tüm insanın yaratılışına uygun yaratmıştır.
İnsan elbette sağlıklı olmayı Allah’tan talep eder, ancak dünya da bir imtihan yeridir. Müslümanların asıl yurdu ahirettir. Sonsuz ahiret yaşamına karşın, imtihan dünyasında geçirelecek ömür çok kısadır. Allah bir ayetinde bu konuyu şöyle bildirir:
Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler. (Naziat Suresi, 46)

Dünya hayatı sadece bir araçtır. Allah dünyayı ve insanları bir hikmet üzerine yaratmıştır. İnsanların yaratılış amacı Kuran’da bildirildiği üzere yalnızca Allah’a kulluk etmektir. Dünyanın yaratılış amacı ise insanların ahiretteki konumlarının belirlenmesi için bir imtihan yeri olmasıdır. Allah bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirir:
O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)
İnsanın sahip olduğu bedensel zayıflıklar ve güçsüzlükler yaşanılacak asıl mekanın ahiret olduğunu daha iyi anlamasına vesile olur. Dünya kısa bir uğrak yeridir, son varılacak yer ise ahirettir. Dünyaya bağlanmak ve yalnız tek bir yaşam yaşayacağını sanarak ömrünü tüketmek ahirette kişinin çok büyük pişmanlık duymasına neden olacaktır. Dünya "öylesine" bir yer olarak yaratılmamıştır. Allah bir ayetinde dünyanın belirli bir hikmet üzerine var edildiğini şöyle bildirir:
Biz, bir ‘oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir ‘oyun ve oyalanma’ edinmek isteseydik, bunu, kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık. (Enbiya Suresi, 16-17)

Bedeni zayıflığı olup Allah’a tam bir teslimiyetle teslim olan Müslüman her zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu görecektir. Çünkü Allah’ı dost ve vekil edinen, her olayda O’na dönüp yönelerek O’na tevekkül eden müminler için yaratılan her olay hayırlıdır. İman eden ve imtihanın sırrını bilenler için dünya hayatının hiçbir anında zorluk sıkıntı, keder, cefa, güçlük olmaz. Her olay, Allah’a yakınlaşmak ve cenneti daha şiddetli umabilmek için bir nimete dönüşür.

Milli Gazete