21 Kasım 2006 Salı

Ayetler üzerinde düşünmek

Allah kullarına yol gösterici olarak Kur’an-ı Kerim’i indirmiştir. Kur’an okumak insanın Allah’a yakınlaşarak, Rabbimizin üstün ilim ve kudretini kavramasını sağlar. Kur’an-ı Kerim Allah’ın verdiği en büyük nimetlerden biridir. O, Cenab-ı Hakk’ın kelimeleridir. İnsan Allah’ı nasıl razı edeceğini, nasıl ibadet edeceğini, nelerden sakınması gerektiğini, dünya hayatının iç yüzünü, ahiret yaşamını, kıyamet saatini, ölümün bir son olmadığını, dünyanın imtihan için yaratıldığını Kur’an-ı Kerim’den öğrenir. Kur’an, insanın düşünüp de cevabını bulamadığı birçok konuda en açık ve en doğru bilgiyi verir. Bu nedenle Kur’an’ı samimi bir niyetle okuyan ve anlayan bir insan, kalbi tatmin bulmuş olarak Allah’a yönelir.

Kur’an’ı Kerim’i okumak ve her zaman ayetlere uygun davranmak bir Müslümanın en önemli sorumluluklarından biridir. Kur’an’ı kavratmak Allah’ın elindedir ve ancak hidayet verdiği kişiler Kur’an ayetlerini gerçek manasıyla anlayabilirler. Allah, gönülden Kendisine yönelip dönen, samimi kullarına hidayet nasip edeceğini bildirmiştir.

İnsanların Kur’an ayetlerini anlayamayacakları şeklinde bir yalanla ortaya çıkanlar ise, pek çok insanın Hak kitabı okuyup, Allah’a yönelmesine ve İslam ahlakına göre yaşamasına engel olmayı amaçlamaktadırlar. Oysa Allah ayetlerinin son derece açık ve anlaşılır olduğu Kur’an’ı Kerim’in pek çok yerinde belirtmektedir:

Andolsun Biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan başkası inkar etmez. (Bakara Suresi, 99)

Ey insanlar Rabbinizden size ‘kesin bir kanıt (burhan)’ geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik. (Nisa Suresi, 174)

Samimi bir şekilde ayetler üzerinde düşünen insan, düşünce ve tavırlarındaki hataların farkına varır. Rabbimizin üstün ilim ve kudretini kavrar, Allah’a karşı duyduğu korku ve sevgi artar. Allah Kur’an’ın indiriliş amacını ayetlerinde şöyle haber vermektedir:

İşte bu (Kur’an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. (İbrahim Suresi, 52)

Şüphesiz, bu Kur’an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü’minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir. (İsra Suresi, 9)

Kur’an’ı dikkatli bir şekilde okuyan ve ayetler üzerinde düşünen insan, samimiyeti ölçüsünde ayetlerin tecellilerini çevresinde görmeye başlar; bu da her an Allah’ı hatırlamasına vesile olur. Ayetler üzerinde düşünüp cehennemdeki acının ve pişmanlığın şiddetini öğrenir; sonsuz ateş azabından Allah’ın dilemesi dışında kurtuluş olmayacağını anlar. Aynı şekilde, cennetteki sonsuz nimetleri ve güzel yaşamı tefekkür eder, Allah’ın rahmetini ve cennetini kazanmanın şevkini yaşar. Kur’an’ı okuyan insan dünyada yaptığı herşeyin hesabını vereceğini ve yaptığı işlerin sonucunda cennete veya cehenneme gireceğini kavrar. İşte bu gerçeğin bilincine varan insan gafil olmaktan, hakkı unutmaktan veya uygulamamaktan şiddetle kaçınır.

Günümüzde insanların bir bölümü Kur’an ayetlerinde bildirilen gerçeklerden, ahiret hayatının varlığından ve Rabbimizin çeşitli konulardaki hükümlerinden habersiz bir hayat sürmektedirler. Oysa Kur’an, insanların okumaları, içindeki hikmetleri ve hayatın asıl amacını öğrenmeleri için indirilmiştir. Kur’an’da Peygamberimiz (sav)’e, “Ve Kur’an’ı okumakla da (emrolundum).” (Neml Suresi, 92) demesi bildirilmiştir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed de kavmine, başvurulması gereken tek kaynağın Kur’an olduğunu söylemiştir. Peygamberimiz (sav) bazı hadis-i şeriflerinde Müslümanlara şu öğütlerde bulunmuştur:

“Kur’an’a sımsıkı bağlı olunuz ve Onu kılavuz ve rehber edinin. Zira O, Alemlerin Rabbi’nin kelamıdır. Ondandır ve O’na döner. (Sizi de Ona çeker.)” (Ramuz El-Ehadis, 2. cilt, s. 317, no. 10)

Ve yine buyurdu: “Bu kalpler demir gibi pas tutar.” Ne ile pası çıkarılır ya Resullullah?” dediler. Buyurdu ki: “Kur’an-ı Kerim okumakla ve ölümü hatırlamakla” (Beyhaki) Yine buyurdu: “Ben giderim ve size iki vaiz bırakırım, daima size nasihat verirler. Biri konuşarak söyler, diğeri susarak: Konuşan vaiz Kur’an-ı Kerim’dir. Susan vaiz ise ölümdür.” (İmam-ı Gazali, Kimya-yı Saadet, s. 141)

Allah’tan başka ilah olmadığına ve Benim O’nun elçisi olduğuma şehadet ediyorsunuz değil mi? Öyle ise müjdeler olsun. Bu Kur’an öyle bir iplik ki, bir ucu Allah’ın elinde, bir ucu da sizin elinizdedir. Ona yapışınız. Ondan sonra dalalet ve tehlikeye asla düşmezsiniz. (Ramuz El-Ehadis, 1. Cilt, s. 7, no.4).