13 Haziran 2006 Salı

Hediyeleşin birbirinizi sevin

Rabbimiz, Hz. Muhammed (sav)’in yumuşak ahlakını, “Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.” (Tevbe Suresi, 128) ayetiyle övmüştür. Mübarek Peygamberimiz (sav)’in yoluna uyan ve O’na gönülden itaat edenlerin de diğer müminlere karşı ilgili, düşkün, şefkatli ve esirgeyici olmaları gerekir. Peygamberimiz (sav) ile birlikte yaşama şerefine erişmiş olan müminlerin birbirlerine olan sevgileri, düşkünlükleri ve fedakarlıkları da tüm Müslümanlar için bir örnektir. Allah, Kur’an’da Peygamberimiz (sav)’le hicret eden Müslümanların, Medine’deki müminler tarafından en güzel şekilde karşılanışlarını ve gösterilen fedakarlığı tüm Müslümanlara örnek vermiştir:

“Kendilerinden önce o yurdu (Medine’yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.” (Haşr Suresi, 9)

Hz. Muhammed (sav)’in iman edenlere öğüdü; “Hediyeleşin, birbirinizi sevin...” hadis-i şerifiyle bildirildiği gibi, Müslümanların birbirlerini sevmeleri ve dost olmalarıdır. Çekişme, ihtilafa düşme, farklılıkları birer ayrılık konusu kılma Müslümanların sakınmaları gereken durumlardır. Müslüman bireyler ve toplumlar arasındaki farklı anlayışlar ve uygulamalar birer kültür zenginliği olarak değerlendirilmelidir. Hz. Muhammed (sav)’in müminlere vasiyet ettiği ahlaka eksiksiz uymak iman edenlerin yükümlülüğüdür. Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır:

...Birbirinize hased (çekememezlik) etmeyiniz. Birbirinize buğz (düşmanlık) etmeyiniz. Birbirinizle iyi ilişkileri kesmeyiniz. Birbirinizden yüz çevirip küsüşmeyiniz ve ey Allah’ın kulları, kardeşler olunuz.

Unutmamak gerekir ki, Allah Kur’an’da müminlere “çekişip birbirlerine düşmemelerini” (Enfal Suresi, 46) emretmekte ve bunun Müslümanları zayıflatacak bir durum olduğunu bildirmektedir. Müslümanlar, Rabbimiz’in “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...” (Âl-i İmran Suresi, 103) buyruğuna göre birlik ve beraberlik ruhu içinde olmalı, “birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak” (Saff Suresi, 4) yakınlık kurmalıdırlar. Müminlerin dostluk ve kardeşlik duygularından uzaklaşıp birbirlerini veli edinmemeleriyse, Rabbimiz’in bildirdiği gibi yeryüzünde karmaşaya ve kötülüğe sebep olabilecek büyük bir hata olur. Hiçbir Müslümanın bu sorumluluğun vebalini üstlenmek istemeyeceği açıktır. Allah, bu tehlikeyi şöyle bildirmiştir: “İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)