14 Şubat 2006 Salı

İnsanların değil, Allah'ın razı olacağı gibi yaşamak

Allah insanlara nasıl bir ahlâka sahip olmaları, nasıl bir hayat yaşamaları gerektiğini detaylı olarak bildirmiştir. Gerçek din ahlâkı, Allah'ın emirlerinin eksiksiz olarak yerine getirilmesiyle yaşanır. İnsanların bir kısmı ise bu ahlâkı yaşamaktan şiddetle kaçınırlar. Tam olarak Allah'ın hükümlerine teslim olmak istemez, kendi nefislerinin de tatmin olacağı bir model oluşturmaya çalışırlar. Bunun için kendilerince bazı kurallar, prensipler oluşturur, dinin de bu prensiplere uygun olması gerektiğini düşünürler. Kendi kuralları ve mantık örgüleriyle uygun olduğu müddetçe din ahlâkını yaşamayı kabul ederler. Oysa bu çok büyük bir yanılgı ve aldatmacadır. Çünkü gerçek din ahlâkı, insanların dediği gibi değil, Allah'ın bildirdiği gibi yaşanan ahlâktır.

Allah Kur’an'da, kendi çarpık mantık örgülerine göre hareket eden ve Allah'ın bildirdiği gibi yaşamayan insanların yanılgılarını şu şekilde haber vermektedir:

Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

Yoksa (elinizde) ders okumakta olduğunuz bir kitap mı var? İçinde, neyi seçip-beğenirseniz, mutlaka sizin olacak diye. Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye. Onlara sor: “Hangisi bunun savunuculuğunu yapacak? (Kalem Suresi, 36-40)

İnsanları memnun etmek için yaşayanların yanılgıları

Allah'ın bildirdiği gibi değil de insanların dediği gibi yaşamak, söz konusu kişilerin pek çok çarpık ve sapkın çıkarımlarda bulunmalarına neden olur. Örneğin Peygamberimiz (sav) döneminde yaşayan münafıklar, bu tarz çıkarımlarla fitne ortamı meydana getirmeye çalışmışlar, müminleri hak yoldan uzaklaştırmayı hedeflemişlerdir. Allah, münafık ve müşrik ahlâklı insanların bu çirkin özelliklerini şu şekilde bildirmiştir:

Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür. (Fetih Suresi, 6)

Ayette de bildirildiği gibi kötü zanları, asıl olarak bu zannın sahiplerine zarar vermiş, Peygamberimiz (sav) ve sahabe ise Allah'ın izniyle hep galip gelmişlerdir. “Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar?...” (Maide Suresi, 50) ayetiyle de bildirildiği gibi söz konusu kişileri bu sonuca sürükleyen sebeplerden biri, Allah'ın dediği gibi değil, cahiliye hayatında öğrendikleri sapkın mantıklara göre hareket etmek istemeleridir. Oysa Allah Kur’an'da,”... Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?” (Maide Suresi, 50) diye bildirmiştir.